Dolar 32,2544
Euro 34,7758
Altın 2.395,10
BİST 10.247,75
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Tekirdağ 20°C
Az Bulutlu
Tekirdağ
20°C
Az Bulutlu
Per 18°C
Cum 19°C
Cts 20°C
Paz 19°C

PİŞMANLIK SERGİMİ GEZMEK

Aslında bu hafta köşemde başka bir konu hakkında yazı kaleme almak niyetindeydim. Ancak benim için de duygulandıran ve yirmi bir yaşıma geri götüren, eskilerden karşıma çıkan güzel bir sürprizle karşılaşınca, bu konuda bir değişiklik yapmaya karar verdim. 1997 yılında, yirmi bir yaşında iken o anki hissiyatımla kısa bir deneme yazmaya çalışmışım. Varlığını bile unuttuğum bu denemeyi yıllar sonra görünce, hem buradaki yazı arşivime kaydetmek, hem de sizlerle de paylaşmak istedim.
PİŞMANLIK SERGİMİ GEZMEK
(Deneme) (03 Aralık 1997,Ankara)

Yıllar hızla geçmiş ve beni yirmi bir basamak yukarıya çıkarmış. Geçmiş olaylara, maziye yirmi bir kat yukarıdan bakma, ibret alıp üstteki basamakları daha dikkatli ve güvenli çıkma noktasına getirmiş.
Takvim yaprakları her gün yüzüme savrulan şefkatli bir anne tokadı gibi beni ikaz ediyorlar. Faydasız meşguliyetlerle geçen günlerin yaprakları sanki benim için yas tutuyorlarmışcasına kapkara gözüküyorlar gözlerime. Onlar benim için üzülüyorlar, ama ben hiçbir şey umurumda değilmişcesine vurdumduymazlığımda inat etmeye devam ediyorum. “Oysa onlar kopup giderken benim yüreğimden de azıcık dahi olsun sızıların, pişmanlıkların kopup gitmesi gerekmez mi?” diye soruyorum kendi kendime.
“Zamanının kıymetini bilemedin” diye suçlanıyorum vicdanım tarafından. “Yirmi bir yılına yirmi bir tane güzellik sığdıramama kabiliyetsizliğinde, umursamazlığında bulundun” gibi haklı tokatlar vuruluyor yüzüme. Vuruluyor ki daha fazla tembellik ve umursamazlıkta kalmadan silkinip kendime geleyim. Yaşımın hakkını verip, olması gereken olgunluğumu göstereyim ve nerede olduğumun farkına varayım. Şayet bunu yapmazsam eminim ki gelecekte pişmanlık sergimi bin bir ıstırap içinde gezip seyredecek ve seyrederken de kahrolacağım fakat o vakit elimden kahrolmaktan başka bir şey gelmeyecek. Çünkü sergimin bana ve diğer gezenlere vereceği ders “son pişmanlık fayda vermez, şimdi kahrolup sızlanmak kaybettiğin o güzel saatleri, günleri geri getirmez” olacak.
“Bari aklını başına topla da bundan sonra hayatını eseflerle, pişmanlıklarla geçirme” diyor vicdanım. Vicdanımın sesini dinlemeliyim çünkü o bugüne kadar bana zararıma olacak hiçbir tavsiyede bulunmadı. Madem ki pişmanlıklarla, sahte mutluluklarla dolu bir hayat yaşamak istemiyorum öyle ise her dakikamın kıymetini idrak edip, her ânımı güzelliklerle dolu dolu yaşamalıyım” diyorum kendi kendime. Tabii ki irademin yardımına çok ihtiyacım olacak.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.