Dolar 32,2612
Euro 34,7603
Altın 2.400,88
BİST 10.247,75
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Tekirdağ 18°C
Az Bulutlu
Tekirdağ
18°C
Az Bulutlu
Cum 19°C
Cts 20°C
Paz 18°C
Pts 19°C

MUHALEFET VE KÖKLÜ REFORM

MUHALEFET VE KÖKLÜ REFORM
Gelişmiş ülkelerde muhalif siyaset, iktidarın politikalarını önemli ölçüde kendi istediği mecraya çekecek kadar etkin çalışmalar yürütür.

Durum,bizim ülkemizde pek böyle değildir.
Bizim muhalefet, iktidarın siyasetini dönüştürmek ya da etkilemek bir yana;âdeta izlediği hepsi birbirinden başarısız taktiklerle “iktidarın aparatı” hâline gelmiştir.

Ortadoğu ve Orta Asya’da artık totaliter anlayışa yaklaşan iktidarlar “muhalefetin dizayn edilmesine” yüklü çaba harcarlar.
Bu çaba boşuna değildir.
Muhalefeti başarıyla dizayn etmeyi başarabilen bir iktidar “Bakınız ülkede totaliter bir rejim olsa muhalefet olmaz biz demokrasiyi geliştiriyoruz” diyerek baskıcı rejimini örter hem de etkisiz ve yetkisiz bir muhalefete sürekli yol vererek kendi iktidarını gitgide daha güçlü perçinleyerek on yıllara yirmi yıllara yayılır.

İktidarın bu siyaset mühendisliğine muhalefet kanadı bâzen “gönüllü” bâzen de “zayıf kalarak” destek verir.

Siyaset,devletin yönetilmesi demek olduğundan ve modern devletlerde bu iş seçim ve sandık süreçlerinden geçtiğinden dolayı siyasilerimizin en çok üzerinde duracakları dinamiklerin başında elbette “Türkiye Sosyolojisini Bilmek” gelmekte…

Türkiye Sosyolojisini bilen kazanır.
Milletini tanıyan devleti yönetir.
Sürekli olarak kendini yeni şartlara hazırlayan yerinde saymayan siyasi anlayış teveccühü hakeder.

Kendi tabaninin sesine kulak vermeyenler milletin de sesine kulak vermeyeceklerinden bu teveccühden daima uzağa düşmeye mahkumdur.

Yapılan son genel seçimler göstermiştir ki iktidarın değişmesi için önce muhalefetin değişmesi gerek…
Bu gerçek tıpkı güneş gibi kimsenin gözünden kaçamayacak derecede âşikâr…

Muhalefet,toplumun değişim isteğini omuzlayip gelecek güzel günlerin lokomotifi olmak gibi bir niyet taşıyorsa değişime ilk evvela kendinden başlamayı bilmelidir.

Aklı başında herkesin çok açık bir biçimde gördüğü gibi en çok ama en çok muhalefetin “Köklü Bir Reform”a ihtiyacı var.

Aslında çok şey ard arda sıralayabiliriz belki ama şimdilik ana hatlar üzerinden bir özet geçmekle yetinelim:

Muhalefet, Türkiye Sosyolojisini bakışında köklü bir reforma gitmeli..
Bu sosyolojik bakış milletin hassasiyetlerini dikkate almaktan tutun Türkiye Düşmanı odaklarla araya keskin mesafeler koymaya kadar gider.
PKK nin kurulduğu Diyarbakır’ın Fis köyünden “buralara bahar gelecek “diye videolar çekip sonra millete rağmen iktidar olamazsınız.

Muhalefet,insanlara vaad ettiği demokrasi ve hukuku evvela kendisi en kılcal damarlarına kadar özümsemeyi artık acilen öğrenmelidir.
Demokrasi milletin hayatına daha dün giren bir şey değildir.
Üzerinden yıllar geçmiş olmasına rağmen hâlâ “Genel Başkan Vesayeti” meselesi çözülmüyorsa orada Muhalefetten değil “İktidarın Gizli Ortağından” bahsediliyor demektir.

Muhalefet artık kendisini feci şekilde rezil rüsva eden “Oyları çalıyorlar” putunu derhal yıkmalı zirâ millet artık bunu yemiyor.
Bir banka on üç kere üst üste soyuluyorsa orada bir güvenlik zaafiyeti olduğunu çocuklar bile görür.
Sandıkta hırsızlık oluyorsa “Sen ne işe yarıyorsun?” diye adama sorarlar.

Muhalefet artık kendisinin nasıl iktidar aparatı olduğunu görmeli yahut muhalefete önderlik etme iddiasında olanlar bu oyunu görenlere yerini terk etmelidir.Danismanları değiştirmek bir samimiyetsizlik ifadesidir.Değisımin önündeki engelin bizzat liderin koltuktan kalkmaması olduğunu görmemek ya safdillik ya da danışıklı dövüş anlamı taşır ki her ikisi de maliyetini milletin ödediği kötülüklerdir.

Muhalefetin zihniyetten lidere stratejiden sosyolojiye kadar kökten dala kararlı bu reform işine girişmesi milletin makus talihinin pozitif manada değişmesi demek olacaktır.

İşte o zaman toprağımıza rahmet yağmurları yağacak ve BAHAR gibi BAHAR gelecektir.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.