YAPAY ZEKÂ

YAPAY ZEKÂ

Yapay zekâ deyince hemen aklınıza robot gelmesin. Bir internet programı gibi de düşünün. Merkezi Çin’de, Amerika’da olabilir ama kolları her yerde büyük bir yazılımdır. (Dünyayı kolları ile sarmış dev bir ahtapot hayal edin, Şayet ona bir liste verirseniz tüm tanıdıklarınıza bayram, kandil mesajı iletebilir. İstediğiniz tarzda resim veya beste yapabilir. Aklınıza ne gelirse yapar. Yüzlerce muhasebecinin işini yapabilir. Binlerce matematik problemini çözebilir dakika tutmaz. Size tercümanlık yapar. Teknik konularda akıl danışırsanız size en ideal cevabı verir. Diyeceksiniz ki suyuna da ban. Amma güzel bir şeymiş. Ancak unutmayalım ki yapay zekâ insanoğlunun icat ettiği en karmaşık silahtır. Yanlış kişilerin elinde hayatlar söndürür. Doğru kişilerin elinde bizleri hayata döndürür.

Şimdi biraz da şeytani düşünelim. Zaten biliyoruz ki toplum olarak yarıdan fazlamızın kimlikleri sızdırıldı. Bu kimliklere ulaşıp sahte belgeler çıkarabilir. Sizin adınıza telefon edip konuşabilir, anlaşmalar yapar. Bir fotoğrafınızı kullanarak porno filmi çekerek kariyerinizi on saniyede çökertebilir. En dindar adamı bir lokantada iştahla yemek yerken üstüne şarap içerken gösterebilir. Milyonlarca insanın şifrelerini en kısa zamanda kırıp hesaplarına girebilir. Paralarınızı boşaltabilir. Kötü niyetli büyük bir grubun eline geçerse ülkede tamiri mümkün olmayan kargaşa, kaos ve hatta büyük çatışmalar çıkarabilir.

Hani hatırlarsınız yakın tarihten tüm önemli bilim adamlarımızın, kahraman subaylarımızın helikopterleri, uçakları düşürülmüştü. Çünkü uçağı helikopteri dışarıdan alıyoruz. Yazılımlarını çözüp yeniden yazılım yüklesek bile bilemediğimiz bulamadığımız bölümlerinde uçağı veya helikopteri düşürebilecek sistemler mevcut. Daha çok yakında İsrail’in Hamas örgütüne yaptıklarını hatırlayın. Telsizleri patlatıp on binlerce Hamas örgütünü çökertiverdiler. (Çökertmeden çıktım da Halil’im aman başım selamet) bilirsiniz bu türkü bunu anlatır.

Dahası da var bu yapay zekâ devletin bütün sırlarına erişip bilgileri sızdırıp casusluk da yapabilir. Peki Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu gibi olasılıklara karşı önlem almış mıdır?

Bu tür olumsuzluklarla ilgili önlem alabilmesi için ülkemizin bilim adamlarına gerekli yetki ve özgüven vermesi gerekir. Verilmez ise her şey olabilir.

Ben bu konuda karamsar düşünüyorum.

– Hoca efendi oruçlu iken karımı öpersem bir şey olur mu?

– Nuh peygamberin gerçekten cep telefonu var mıydı hocam?

Veya

– Lut peygamberin kızları tik-tok kullanmış olabilir mi? diye

Saçma sapan soru ve tartışmalar yerine Ülkemizin düşünecek tartışacak çok hayati konuları vardır.

1 Niçin Enflasyon? 2 Niçin sığınmacılar gitmiyor? 3- Demokrasi. 4 Hukuk, 5 GDO lu besinler. 6, Orman yangınları. 7 Depremler 8 Niçin paralı sağlık? 9 Niçin özel eğitim?

Sizler bu sıralamaları değiştirebilirsiniz.

Yapay zekâ bir kenara, ülkemizin tüm devlet kurumlarında kullandığı Windows programlarının bile casus program olduğunu Rusya Devleti yıllar önce açıkladı. Sadece bilinsin istedim.

Yazdıklarımızı önce Amerika ve İsrail okuyor. Konuştuklarımızı yine ilk önce onlar dinliyor. Dinlemese de arşivleyip kaydediyor. Videoları da onlar seyrediyor. Bilmekte yarar var sevgili okurlar. Peki Rusya’yı dinleyebilirler mi? Asla çünkü adamların kendi uydusu ve yazılımı var.

Ne zamanki A’ dan Z’ye tüm teknolojiyi kendimiz yaratacağız. İşte o zaman bağımsız bir ülke olacağız. Şimdi, şu an ne söylesek beyhude.

Saygılarımla