TEKİRDAĞ’LI BİR ROMANCI: RAMİS ÇINAR
TEKİRDAĞ’LI BİR ROMANCI: RAMİS ÇINAR
Bu köşeden zaman zaman siz değerli okurlarımızla, okuduğum, beğendiğim ve sizlerin de
beğeneceğinizi düşündüğüm kitaplar ve yazarlar hakkında da paylaşımlarda bulunmak arzusundayım.
Buna da ilk olarak yakın zamanda üç romanını okuduğum, aynı zamanda Tekirdağ’lı hemşerimiz olan,
roman yazarı Ramis Çınar ile başlamak istiyorum.
Ata diyarım Üsküp olduğu için ve farklı zaman dilimlerinde Kosova’da yaklaşık dört yıl yaşamış biri
olarak Balkanlar’a, o güzelim Rumeli coğrafyasına olan sevgim ve ilgim çok büyük. Bu yüzden Rumeli
ile, Üsküp ile, Kosova ile ilgili ne zaman bir kitap, bir film, bir şarkı-türkü ya da herhangi bir şey
görsem, duysam heyecanlanır, hemen o kitabı okumak, o filmi seyretmek, o şarkıyı türküyü dinlemek,
dolayısıyla Rumeli’den bir esinti, bir hava hissetmek isterim.
Balkan göçmenleri ile ilgili bir sosyal medya grup platformunda Ramis Çınar’ın Elveda Rumeli adlı
romanının tanıtımını görünce hemen bu kitabı alıp okuma isteği duydum ve ilk fırsatta kitabı temin
ettim. Kitap elime ulaştığındayazarın kısa özgeçmişini okuduğumda, kendisiyle hemşeri hatta aynı
ilkokuldan ( Fevzi Çakmak İlkokulu) mezun olduğumuzu öğrenince daha bir mutlu oldum ve gurur
duydum. Fazla detaya girmeden yazar ve yayınlanmış beş adet romanı hakkında özet bir bilgilendirme
yapalım. Daha fazlasını öğrenmek için vakit kaybetmeden kitapları alıp okumalısınız.
Yazar Ramis Çınar, 1983 Bulgaristan Silistre doğumlu. 1989 yılında Bulgaristan devletinin oradaki
soydaşlarımıza uyguladığı asimile ve baskı politikaları sonucu gerçekleşen zorunlu büyük göç dalgası
ile ailesiyle birlikte anavatana göç etmek zorunda kalıyorlar ve Tekirdağ'a yerleşiyorlar. Mezun olduğu
ilk ve orta dereceli okullardan çocukluğu ve ilk gençlik yıllarının Tekirdağ ve Çorlu’da geçtiğini
öğreniyoruz. Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım bölümünden mezun
olduktan sonra, özel sektör ve kamuda değişik pozisyonlarda görev yapmıştır.
Yazın hayatına üniversite yıllarında başlayan yazar Ramis Çınar, buruk bir aşk hikâyesini konu alan
“Söylenmemiş Sözler” adlı romanıyla Ağustos 2009’da edebiyat dünyasına adım atar.
Ekim 2012’de, Balkan Savaşları ve 1. Dünya Savaşı’nın yaşandığı yıllarda Rumelili kalabalık bir ailenin
hikâyesini, dönemin atmosferiyle birlikte anlattığı “Elveda Rumeli” adlı romanı onun daha geniş bir
okur kitlesine ulaşmasını sağlamıştır. Geçtiğimiz aylarda 8.baskısını yapan Elveda Rumeli romanı
yazarın şimdilik başyapıtı ve en çok ilgi gören kitabı konumunda.
Kişisel ütopyasını arayan bir gencin maceralı hayat yolculuğunu anlatan “Aşk, Hayat ve Arayış” adlı
romanı Haziran 2014’te, huzurevine düşen eski bir subayın inişlerle çıkışlarla dolu hayatını ve sevdiği
kadın ile bir araya gelme uğrunda 50 yıllık mücadelesini konu alan “Ömrümün Dört Mevsimi” adlı
romanı da Ağustos 2016’da biz okurlarla buluştu.
Kadın cinayeti, çocuk istismarı, uyuşturucu bağımlığı ve toplumsal adaletsizlik gibi temaları işlediği
Kanadı Kırık Kelebekler (2018), yazarın suç edebiyatındaki ilk eseri konumunda.
Şimdilik yazarın sırasıyla Elveda Rumeli, Kanadı Kırık Kelebekler ve Ömrümün Dört Mevsimi adlı
romanlarını okuyabildim. Sırada henüz okuyamadığım diğer iki eseri “Söylenmemiş Sözler” ve “ Aşk,
Hayat ve Arayış” var. Onları da en kısa zamanda okuyacağım ve seriyi tamamlayacağım.
Bugüne kadar çok farklı yazarların çok farklı tarzlardaki romanlarını okudum. İlk defa, okuduğum son
iki romanda geçen mekanların memleketimiz Tekirdağ’dan olması okurken ayrı bir heyecan verdi.
Özellikle bir kaç gün önce bitirdiğim Ömrümün Dört Mevsimi romanında baş karakter Osman’ın
çocukluğunun geçtiği Tekirdağ Çınarlı Mahallesi, Tekirdağ sahil, çarşı, Namık Kemal Lisesi, Köprübaşı
mevkii gibi mekanları okuyunca kendimle özdeşleştirdiğim, benzerlik bulduğum bir çok nokta buldum.
Bu da 398 sayfalık bu romanı heyecan ve merakla okuyup kısa sürede bitirmeme vesile oldu. Eminim
ki, okuyunca sizler de benimle aynı hisleri yaşayacaksınız.
Yakın bir gelecekte, mevcut olan ve yazacağı nice yeni eserleriyle edebiyat dünyasında adından çokça
söz ettireceğine inandığım Tekirdağ’lı hemşerimiz Ramis Çınar’a bizleri bu güzel eserlerle
buluşturduğu, heyecanlandırdığı ve kendimizden bir şeyler buldurduğu için çok teşekkür ediyorum.
Başta biz Tekirdağ’lılar ve Rumeli göçmenleri olmak üzere tüm kitap severlere dili yalın, akıcı ve
sürükleyici bu romanları bir an önce alıp okumalarını tavsiye ederim. Çünkü marifet iltifata tâbidir.