TEFEKKÜR:EVET AMA NASIL

TEFEKKÜR:EVET AMA NASIL

İnanç dünyamızda Tefekkür diye bir kavram var.
Dinimiz tefekkürün bin yıllık ibadetten üstün olduğunu söyleyip bizi tefekküre teşvik eder.
Mukaddes kitabımız pek çok pasajında akla, düşünmeye, yaradılışa ve evrene bakmaya (kafa yormaya) çağırır,iyiyi ve kötüyü örneklerle gösterip mantıki kıyaslar yapmamızı ister.Pek çok ayet akla seslenir ve düşünmeye çağırır.

Çağlar boyu, büyük insanlar da bize tefekkürün anlam ve önemini anlatmış ve şiddetle tavsiye etmişlerdir.Manevi dünyamızın bunca teşvikine rağmen bizde Düşüncenin Donuklasması ve İlahi hitapla ters oranda gitmesi meselesi araştırmaya değer…

Fikr mastarından türetilen Tefekkür kelimesi Derin düşünme, Düşünmenin hakkını verme, kılı kırk yararak adeta bir düşünce zinciri kurma manasına gelir ki ibadetlerden sosyal hayata şuur yüklemesi yapacak asıl amel/etkinlik de budur.
İnsanda bu melekenin olabildiğince geliştirilmesi gerekir. Derin Düşünme melekesi…

Yalnızca din -inanc konularında değil insan yaşamının tüm alanında vazgeçilmezimiz olmazsa olmazımız konumunda olan Tefekkür konusunda bugünün dünyasında sınıfta kaldığımız da bir gerçek olarak önümüzde duruyor.
Değerlerin çoğuna yaptığımız şeyi Tefekküre de yaptık.
Ya hakkını vermedik,ya tekerlemeye kuşa çevirdik veya içini boşaltarak olması gereken mecradan çıkarmış olduk.

Bugün gelinen noktada içinde yaşadığımız toplum önce okuma tembeli nihayetinde düsünce tembeli olup çıkıverdi.
Az sayıda okuyup araştırıp düşünen/bir şuura ermeye çalışan ve tefekkür edeni de zaten biz kendimiz tefe koyuyoruz.Ya hainler(!) Ya kâfir ya zındık (!)…

Düşünmek, Derinlemesine düşünmek,Olan biteni akıl süzgecinden geçirmek, yaradılış üzerine veya evrenin -olayların işleyişine kafa yormak ve sebep sonuç bağlantısını kurarak bir Tümevarım geleneği oluşturmak hem fert hem cemiyet hayatı için, problemleri aşıp bir Sistem Aklı Vizyonu oluşturur. Hem bugün hem yarın için Kurtarıcı bir Zihniyet inşa etmek elbette Tefekküre yeniden dönmekle olur.
Tefekkür bize Sistem Aklı/Disiplini kazandırır.
Varlığı güç yokluğu zaafiyettir.

Sistemli bir Düşünce Geleneği kuran milletler büyük medeniyet sıçramaları yapabilir. Kuvveden fiile çıkınca gerisi gelecektir.

İnsan teki için hayatı sorgulama yetisi kazanmak;daha üst bir versiyonunu gerçekleştirebilmesi ancak aklına ve mantığına işlevlik kazandırıp bir düşünce zinciri kurması/tefekkür etmesiyle mümkündür.
Düşünerek öğrenen gelişir ve artık öğrenmekten korkmaz.
İnsanın içinde bulunduğu karanlığı fark etmesi ve aydınlığa doğru ilerlemek için bu karanlığı yırtması tefekkürle mümkündür.
Sorgulanmamış bir hayat hiç yaşanmamış bir hayattır.Doğru buradan çıkar.
İnsan adeta eline bir mikroskop almış misali özüne merkeze, bir teleskop almış gibi de uzağa çevreye bakmalı ve hayatın labaratuarına girmelidir.

Anlamlı bir hayat yaşamak istiyorsak tefekküre ihtiyacımız vardır.
Planlı, düzenli ve kaliteli bir yaşantı tefekkür etmekle mümkündür.
Yarınlar bugünün tefekküründe saklıdır.
Hatalar,eksikler ve yanlışlar hakkı verilmiş bir tefekkürle ortaya çıkar.
Meseleleri tüm cepheleriyle enine boyuna düşünmek için tefekkür lâzımdır.
Önce fikir/Düşünce/Zihin yükselir sonra her şey…

Sanırım üzerine derin derin düşünmemiz icap eden en mühim konu budur.
Kendimizce tefekküre başlamadan önce bizzat tefekkürün kendisi hakkında bir fikir çilesi çekmemiz ve derhâl gündeme almamız şarttır.

Hem fert hem cemiyet planında gerçek bir Tefekkür Devrimi/Bir Zihni Uyanış/Titreyip Kendine Dönme hâli bizim gömleğin ilk düğmesini doğru iliklememiz demektir.

Varoluş ve Anlam arayışını hayat defterimizin ilk cümlesi yapmazsak yok olmak ve savrulmak Kaderimiz olacak.

Tefekkür için Tefekkür….