SİYASET SANATI
SİYASET SANATI
Siyaset, kimilerine göre bir sanat, kimilerine göre bir bilim, kimilerine göre menfaatler çatışması, kimilerine göre kesinlikle ilgi duyulmaması gereken boş bir meşguliyet…
Herkesin baktığı, durduğu yere göre siyasetin tanımlandığı bu liste uzayıp gider.
Bendeniz bu konudaki bakış açımı ve fikirlerimi yine bu köşemde “Siyaseti Neden Sevmiyorum” başlıklı bir yazımda ifade etmiştim. O yüzden tekrara gerek görmüyorum. Merak edenler aşağıdaki bağlantıdan okuyabilirler.
Siyaseti, “aynı şeyi adamına göre farklı anlatarak inandırmak, nabza göre şerbet vermek sanatı” olarak anlatan aşağıdaki örnek gerçekten ilgi çekici.
Okuduğumda bana bir zamanların reyting rekortmeni Kurtlar Vadisi dizisindeki “Tozcu Yaşar” karakterini hatırlattı nedense. Buyurun okuyun, size de aynı karakteri hatırlatacağını tahmin ediyorum.
“Bir Rus Yahudisi İsrail’e göç müsadesi alır.
Çıkışta Ruslar bagajını kontrol ederken elbiseleri arasında Lenin’in büstünü bulurlar, sorarlar:
– Bu nedir?
Yahudi: Bu nedir değil, bu kimdir diye sormanız gerekirdi…
Bu Lenin’dir, sosyalizmin temellerini atan, Rus halkına iyilikler getiren..
Ben de bunu bereketli günlerin hatırası için yanıma aldım.
-Tamam der Ruslar, bırakır ve geçer.
Tel Aviv havaalanında gümrük memurları büstü görür ve sorar :
– Bu nedir ?
Yahudi : Bu nedir değil, bu kimdir diye sormanız gerekirdi…
Bu Lenin’dir. Bu deli cani yüzünden Rusya’yı terk etmek zorunda kaldım!
Yanıma aldım ki her gün bakıp lanet okuyayım!
-Tamam, bırakırlar ve geçer…
-Adam evine gider, büstü büfenin üstüne koyar, gelişi sebebiyle akrabalarına davet verir.
Yeğenlerden biri sorar :
-Bu kimdir ?
Yahudi cevap verir :
-Bu kimdir değil, bu nedir diye sorman gerekirdi…
Cevap olarak da, on kilogram yirmi dört ayar altın, vergisiz, gümrüksüz, KDVsiz der.”
İşte siyaset, bu anektodta anlatıldığı kadarıyla, aynı şeyi adamına göre farklı anlatarak inandırmak, nabza göre şerbet vermek sanatıdır.