ORMAN KANUNU
Orman Kanununun ne denli etkili ve yaptırımı olduğunu hepimiz biliriz. Örneğin izinsiz bir kesim yapıldığında yakalanan aracın devlet tarafından el konularak satıldığına ve kişiler hakkında ağır ceza hükümlerinin uygulandığına tanık olmuşuzdur.
Ancak 2-b diye adlandırılan yani Orman kanununun 2.maddesinin (b) bendinin uygulandığı şartlar her ne nedense işletmeler tarafından tam layıkıyla uygulanmadığı haksızlıklar ve adaletsizliklere maruz kalındığı gözlemleniyor.Orman vasfını kaybetmiş hazine arazileri 49 yıllığına belirli bir yatırım yapılmak kaydıyla icar yoluyla talep edenlere verilir diyor kanun. Gelin görün ki Orman İşletme Müdürlüğünce kurulan komisyon tam bir keyfiyetle çalışıyor. Ceviz, badem vs. ekmek için talep sahibi vatandaş tarafından hazırlanan proje, yatırılan harçlar, alınan zirai danışmanlık, harita ve kadastro mühendislerine ödenen binlerce para komisyonun bir de Mahalle muhtarının görüşünü alalım fikri ile heba oluyor. Köyde yeterli mera alanı olduğu halde otlakiyeye bırakma kararı veren komisyon vatandaşın müracaatını nasıl ret eder. Hangi kanun veya yönetmelikle köy muhtarının tavsiyesini dikkate alıp bu işe çivi koyarsınız. Şimdi vatandaş kapsamlı bir şekilde Orman İşletme Müdürlüğünü dava etmeye hazırlanıyor. İdare mahkemesinden döner vatandaş haklı çıkarsa senin komisyonunun güvenilirliği ne olacak?
Vatandaş kendine özel ayrıcalık istemiyor. Kanun hükümlerinin şeffaf bir şekilde uygulanmasıdır talebi. Eğer bir husumeti var ise muhtarla vatandaşın olmaz cevabı alınca nerede kalacak tarafsızlık ve adalet.