ÖN YARGI
ÖN YARGI
Uğraşma boşuna! Seni ancak gördükleri ve duydukları kadar anlayacaklar,
gördükleri ancak kendi anladıkları kadar olacak.” (M. Celaleddini Rumi)
Toplumumuzda hatalı bir yargılama ön yargı. Belki de en adaletsiz olanı… Daha
da anlaşılır şekilde ifade etmek gerekirse bazen toplumsal linçlere dönüşebilen
bir yargısız infaz…
Einstein, insanların ön yargılarını yok etmenin, atomu parçalamaktan daha zor
olduğunu savunur ki maalesef ön yargılar parçalanamıyor. Nasıl ki bir litrelik
kabın yüz litreden haberi yok ise herkes kapasitesi kadar anlamakta ve kapasitesi
kadar yargılamakta…
Şunu derim; "tanımıyorum" o yüzden yorum yapamam. Hele de ilk defa
gördüğümüz ya da kısa sürede tanıdığımız kişi veya olay hakkında peşin
hükümlü olmak yerine iyi bir gözlemci olabilsek ya da empati yapabilsek.
Hiçbir fikrimiz olmadan konuştuğumuz insanların hikayelerine belki bir gün
bile katlanamayabiliriz. Başkalarını acıtarak kendini iyi hisseden insanların
bilinçaltında sevgi eksikliği vardır deriz ya ahh o sevgiden yoksun yürekler, sivri
kalem gibi sivri diller.
Bir çocuğun ayakkabısı denize düşer kaybolur. Sahilde kumları üzerinde şöyle
yazar: "Bu deniz hırsızdır".
Biraz ötede bir balıkçı ağına yakalanmış çok miktarda balığı kıyıya çeker ve
kumlara şöyle yazar: "Bu deniz çok cömerttir".
Bir genç denizde boğulur. Acılı ağıtlar yakan annesi kumlara şöyle yazar: "Bu
deniz katildir."
İhtiyar bir balıkçı koca bir inci barındıran istiridye çıkarır denizden ve kumlara
şöyle yazar: "Bu denizin gönlü çok zengindir."
Bir dalga gelir sahilde yazılı tüm yazıları siler. Deniz sükunet ve huşu içinde
seslenir; “Eğer deniz olmak istiyorsan, başkalarının sözlerine çok önem
vermeyeceksin.” Ve Özdemir Asaf şöyle seslenir.
son kadeh içilmiş
son söz edilmişti
bir kıskançlık
bir kardeşlik
bir yanlızlık
bir kin
bir ümid
bir şey
insana ait