Dolar 32,2593
Euro 34,7047
Altın 2.402,23
BİST 10.336,50
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Tekirdağ 24°C
Az Bulutlu
Tekirdağ
24°C
Az Bulutlu
Çar 20°C
Per 19°C
Cum 17°C
Cts 20°C

İ B A D E T

Nedir ibadet, Kulun ruhuyla ve bütün maddi ve manevi bütün varlığı ile Allah’a yönelmesi; ezelde Allah’a verilen sözün, kul olma ahdini yerine getirme görevi !.. Arapca abede – ya’budu =ıbâdetün. Boyun eğmek, itaat etmek. Bunun tersi asi olmak , isyan etmektir . Karşılığı da cehennemdir. “ Kim de Allah’a ve Peygamberine isyan eder ve onun koyduğu sınırları aşarsa Allah onu ebedî kalacağı cehennem ateşine koyar…” (Nisa 14 )
İnsanlar niye , daimi olarak ihanet etmeyi seçerler ?..Halbuki ezelde ruhları yaratıldığı ve muhatap alınarak sorulana , doğru cevap verdikten sonra nasıl oluyor da değişkenliği tercih ediyorlar !..
“Hani Rabbin Âdemoğullarının bellerinden (sulplerinden) soylarını (zürriyetlerini) çıkarmış ve onları kendilerine karşı şahit tutmuştu da :
– Ben , sizin Rabbiniz değil miyim ?.. diye sorunca onlar :
– Evet , Rabbimizsin , buna şahitlik ederiz “ dediler .
O sizi böylece şahit tuttu ki , kıyamet gününde (inkar edip , ahdinizden dönerek ) :
– Biz bundan habersizdik , demeyesiniz “ ( Değişmeyesiniz ,caymayasınız , diye ) A’raf 172 )
“ Sonra ( Allah ) , duman halinde bulunan göğe yöneldi . Ona ve yerküreye dedi ki :
– İsteyerek veya istemeyerek buyruğuma gelin .
Her ikisi de :
– İsteyerek geldik , dediler.” (Fussilet :11 )
Eskiden beri , köylerde , şurada – burada büyüklerimiz , “Ne zamandan beri Müslümansın “diye sorarlardı . Biz de “Kâlû Bela “dan beri “diye cevap verirdik . Demek ki , bunun aslı yukarıya aldığım Âyete göre Cenabı Hak Zü’L-Celâl , ezelde kullarının ruhlarını yarattıktan sonra zürriyetlerini şahit tutarak onlardan kul olma hususunda“İlâhî Mukavele “ için söz almış olmasıymış . Bu gün yeryüzünde kul olarak çeşitli insanlar yaşamaktadır .Bunların hepsi Yüce Allah’ın kullarıdır :Hıristiyanlar , Yahudiler , Ateistler , Putçular , Hindular , Brahmanlar , Aleviler diyerek Hz. Ali Kerremallahü vecheye iftira ederek cem evlerinde kadın-erkek dans ederek yaptıkları nasıl bir Ali sevgisiyse , pek anlamadık !..
Müslümanlar ….Dikkat ediniz , ne şerefyap insanlarsınız . Ezelde kulluk yapacağınıza söz verdiniz . O halde ahdinize sahip çıkınız , ihanet etmeyiniz !..
Yeryüzünde diğer insanlar da , ezel ahitlerindeki kulluklarının gereğini yapıyorlar mı , yoksa ihanet içinde midirler , kararı size bırakıyorum!
Burada Müslümanları öven , Âli İmran sûresindeki şu âyet çağrışım yoluyla aklıma tekrar geldi : “ Siz , (kullar ) insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz . ( ama bir şartla ) iyiliği emreder , kötülükten de nehiy edersiniz “ ( bu yolda olmalısınız!..)
İbadet , kulluğun bir aynasıdır ; onun maddi ve manevi şavkını etrafa aksettirmesi bakımından !.. İbadet , sen ne büyük bir lütufsun , ezelde verilen söz üzerine , sadık kullarına!.. Baksana dağlar , taşlar ağaçlar , tabiat bile , hep ibadet halinde Allah’a kulluk ediyorlar da nerede nankör insanlar , hani ezelde Allah’ın kulu olduklarını itiraf etmişler ve söz vermişlerdi de!..Bu kadar döneklik , bu kadar yoldan sapmalar , kendi özelliklerine münhasırmış demek ki !..Peki , nerede kaldı Allah Teala’nın kullarına Kur’an’daki şu ikazı :
“Ben , cinleri ve insanları ancak bana ibadet (kulluk ) etsinler ve beni tanısınlar , diye yarattım” (Zariyat 56)
Ayeti Kerimede hiçbir maksatla değil , sadece bana kulluk etsinler (Allah’a inanıp ancak buyruklarını yerine getirmeleri için ) Benim büyüklüğümü tanımaları için ancak yarattım’dır. Kulların ubûdiyetlerini idrak etmeleri , böylece Allah’ı tanımaları ve O’nu yüceltmeleri , ululamaları için O’na ibadet etmeleri lazımdır . Kulluğun gereği , ibadetten geçer .
Sûrenin sonraki ayetlerinde de :
“Ben onlardan bir rızık istemiyorum . Beni yedirmelerini de istemiyorum . Şüphesiz ki O , rızık veren , sağlam kuvvet sahibi Allah’tır . Şüphesiz ki zulmedenlere arkadaşlarının payı gibi , dolgun bir azap payı vardır . Ama acele etmesinler . Kendilerine vaat edilen günlerinde uğrayacakları azaptan dolayı vay inkar edenlerin haline “ ( Zariyat 57 – 60 )
Bu hususta Ebu Hureyre radiyallahu anhü , Buharide rivayet ettiği bir Hadisi Kudsîde , Rasûlüllah Efendimizden şöyle rivayet etmiştir :
Allah Teala , şöyle ferman buyurdu :
“Kim benim veli kuluma düşmanlık ederse , ben de ona karşı savaş ilan ederim . Kulumu bana yaklaştıran şeyler arasında en çok hoşuma gideni , ona farz kıldığım ayni şeyleri eda etmesidir. Kulum bana nafile ibadetlerle yaklaşmaya devam eder , sonunda sevgime erer . Onu bir sevdim mi artık ben onun işittiği kulağı , gördüğü gözü , tuttuğu eli , yürüdüğü ayağı , aklettiği kalbi , konuştuğu dili olurum . Benden bir şey isteyince , onu veririm . Benden sığınma talep etti mi , onu himayeme alır , korurum . Ben , yapacağım bir şeyde , mü’min kulumun ruhunu kabzetmedeki tereddüdüm kadar hiç tereddüde düşmedim . Ölümü sevmez , ben de onun sevmediği şeyi sevmem . ( Buhari Rikab 38 )
Bu Hadîsi Kudsîden çıkarılacak ders , kul imandan sonra kendisini ibadete vererek ruhuyla bedeninin bütün azalarıyla ibadete yönelecek ; yaşadığı müddetçe aklıyla , kalbiyle , gözleriyle , kulaklarıyla , elleriyle , ayaklarıyla ve bütün azalarıyla ibadet halinde olacak ; kul olma sırrına vakıf olunca artık o , kemâlâta ermiştir .Bundan sonra belkide , tersi olarak :
“Kulum akleder benimle , kulum görür benimle , kulum işitir benimle ,kulum yürür benimle , kulum tutar benimle , kulum karar verir benimle düşüncesinde , kulunun hüsnüniyeti olarak ifade edilse de bundan sonra Cenabı Hakk , şu fermanı uygun görüyor ve buyuruyor :
“ Şayet kullarım sana benden sordularsa ben onlara çok yakınımdır . Bana dua edenin duasını kabul ederim .” (Bakara :186)
“ O Halde Rabbini hamd ile tesbih et ve secde edenlerden ol .” ( Hicr :98 )
“ Halbuki Rabbiniz buyurdu ki : Bana yalvarın ve dua edin ki , duanızı kabul edeyim . Şüphesiz ki , bana ibadet etmeyi kibirlerine yediremeyenler , horlanmış rezil ve perişan olarak cehenneme gireceklerdir .” ( Mü’min 60 )
Dua , ibadettir…İbadetsiz kulluk olmaz : İbadetsiz , Müslümanlık hiç ama hiç olmaz !..
Pervasızca şöyle ifadelenir , bazı Müslümanlar tarafından , “ben ibadet etmiyorum , sen benim kalbime bak” “Ne varmış senin kalbinde “ “Benim kalbim temiz “ “Kalbini puro sabunuyla mı yıkadın yoksa .”
Böyle gevezelik yapanların ancak münasebetsizliklerinin , kusur ve kabalığının zevzekliğidir bunlar !..
Hulâsa , Allah Teâla şu Âyeti Kerime ile kullarını , dolayısıyla Müslüman kullarını ikaz ediyor ve dikkatlarını çekiyor :
(İnanç zaafiyetiyle , duasız , ibadetsiz , maksatsız , boşuna bir hayat geçirme , hâlâ ne aldanıp duruyorsun)
“ SANA ÖLÜM ( YAKÎN ) GELİNCEYE KADAR RABBİNE İBADET ET “ ( Hicr : 99 )

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.