HERKES KENDİ OHALİ’Nİ İLAN ETSİN DE NASIL ?
“HERKES KENDİ OHAL’İNİ İLAN ETSİN” DE NASIL?2019 yılı Aralık ayında Çin’de başlayan Korona virüsü salgını İran, İtalya, İspanya derken bugün itibariyle 6 kıtada 175 ülkeye yayılmış durumda. Dünya genelinde 487 binin üzerinde kişiye bulaşan korona virüsü vakasında 22.030 can kaybı yaşandı bugüne dek. İlk vakanın 11 Mart 2020 tarihinde görüldüğü ülkemizde ise 26 Mart 2020 itibari ile vaka sayısı 3629’a, kaybettiğimiz hasta sayısı da 75’e yükseldi.Hepimizin her gün TV’lerden ve internetten kolayca öğrenebildiğimiz bu istatistiksel ve kronolojik bilgileri durumun vehametini bir kez daha hatırlatmak amacıyla yazımın başında paylaşmak istedim.Asıl değinmek istediğim konu, ülkemizde bu virüsle mücadele kapsamında vatandaşlar olarak bizden istenilen en önemli tedbir olan “izolasyon” yani “evde kalma” tedbiri. Vakanın ülkemizde görüldüğü ilk tarihten bugüne geçen iki haftalık süreç, bu süreçte görülen vaka ve ölüm sayılarındaki hızlı artış riskin ve tehlikenin ciddiyetini zaten ortaya koyuyor.Dünyanın bir çok ülkesinde en radikal tedbirlerden biri olan“sokağa çıkma yasağı” veya “olağanüstü hal, OHAL” ilan edildi. Bizde de vaka ve ölüm sayılarındaki artış nedeniyle özellikle geçen hafta kamuoyunda “sokağa çıkma yasağı” söylentileri, beklentisi oluşmuştu. Ancak hükümetimiz sadece bu virüs için yüksek risk grubunda bulunan 65 yaş üstü büyüklerimize sokağa çıkma yasağı getirdi. Tabii buna da ne kadar uyulduğu konusunu herkesin gözlemlerine, değerlendirmelerine ve takdirlerine bırakıyorum.Başta Sayın Sağlık Bakanımızın, Bilim Kurulu üyelerinin ve elbette ki tüm sağlık çalışanlarının sürecin en başından beri yaptıkları çalışmalar, göstermiş oldukları özverili mücadele takdire şayan. Ancak Sayın Bakan’ın dört-beş gün önceyapmış olduğu “Herkes kendi OHAL’ini ilan etsin” ve “En güvenilir çözümün evde kalmak olduğunu unutmayalım. Hayat eve sığar.” çağrılarına ilişkin düşüncelerimi ve kendimce önerilerimi paylaşmak istiyorum.Bu süreçte evde kalmak herkes için mümkün mü? Şu riskli durumda ben dahil bir çok kişi kendisi, ailesi ve yakınları için virüsten korunmak amacıyla gerçekten evde kalmak ister ama hayatın ve ülkemizin gerçekleri maalesef buna pek de müsaade etmiyor. Alınan tedbirler kapsamında kahvehaneler, kafeler, lokantalar, eğlence mekanları gibi bir çok işyeri faaliyetlerini durdurdu. Buralarda gündelikle çalışan ve sadece buradan aldıkları yevmiye ile geçinmeye çalışan insanlar vardı. Bu insanlar ne yapacak? Geçimlerini nasıl temin edecekler? Buna yönelik tatmin edici, gönüllere su serpen bir karar, bir açıklama henüz duymadık.Kanada, Almanya gibi bazı ülkelerin başbakanları “Siz işinizi, faturalarınızı, ödemelerinizi, vs. düşünmeyin. Onları düşünmek, gereken tedbirleri almak bizim işimiz. Önemli olan sizin sağlığınız ve bu yüzden siz evlerinizde kalın, başka şey düşünmeyin” meyanında açıklamalarda bulundular. Bir çok ülke milyar dolarlık, milyar avroluk bütçeli tedbir paketlerini açıkladılar. Hükümetimiz tarafından da 100 milyar TL’lik bir paket ve bazı ekonomik tedbirler açıklandı. Peki açıklanan bu tedbirler, ilan edilen paketler vatandaş olarak bizleri ne kadar tatmin etti? Açıklanan bu tedbir paketleri sonrası “Evet, artık hiç bir şey düşünmek zorunda olmadan, rahatlıkla evde kalabilirim” diyebiliyor muyuz? Kendi adıma söyleyeyim ama inanıyorum ki benim gibi milyonlar bu sorulara maalesef “HAYIR” diyor şimdilik.Bu konuda muhalefetteki siyasi partilerden de hükümete çeşitli öneriler ve görüşler iletildi. Bazıları her aileye aylık 1000 TL, bazı partiler 2000 TL ödenmesi gibi bir çok farklı önerilerde bulundular. Bir vatandaş olarak yukarıdaki sorulara, yani “Artık fatura, kredi kartı ödemesi, kredi ödemesi, vergi, kira, vs. ödemelerimi nasıl yapacağımı düşünmeden rahatlıkla evde kalabilirim” diyebilmem için benim de naçizane kısaca önerilerim şunlar olacak:1- En azından 3 aylık dönem için (gidişata göre uzatılabilir) tüm fatura, kredi, kredi kartı, kira, vergi, vs.ödemelerinin durdurulması. Süreç normale döndükten sonra da 12 taksit halinde ödeme kolaylığı sağlanması.2- Bu süreç zarfında geçimini temin edebilecek sabit geliri olmayanlara, çalışamayan esnaf, işçi ve gündelikçi olarak çalışanlara en azından aylık 2000 TL yardımda bulunulması.3- Devlet büyüklerimizin, milletvekillerimizin, üst düzey bürokratlarımızın ve yüksek maaş alan memurların, hali vakti yerinde iş insanlarımızın maaş ve kazançlarından bu süreçte kısmi fedakarlıkta bulunup ihtiyaç sahiplerine destek olmaları.Evet, bu şekilde bir destek paketi açıklanır ve uygulamaya konulursa söz veriyorum ben hemen “Kendi OHAL’imi ilan eder”, “Evde kalır”, “Evde hayat var” mı yok mu bizzat görmüş olurum.Yoksa her türlü riske rağmen, “Bana da virüs bulaşır mı?”, “Aileme, sevdiklerime virüs bulaştırır mıyım?” endişe ve korkularına rağmen işe gitmek, çalışmak, eve ekmek götürmek zorunda olan milyonlarca insanın duygu, düşünce ve temennilerine bir tercümandır bu yazımız.