DİŞ KİRASI
Osmanlı devletinde Ramazan Ayı’nın en önemli özelliklerinden biri iftar sofralarının herkese açık olmasıydı. Saray’a Ramazan boyunca iftar için davetsiz olarak gidilebilirdi. Ayrıca Osmanlı Sarayının özel davetlileri olurdu. Kaynaklar, Ramazan’ın ilk on gününde padişah ayan ve mebusan reisleri ile birlikte heyet-i vükelayı iftar için saraya davet edildiğini belirtmektedir.
Gelen misafirlere günümüzde unutulmaya yüz tutmuş bir gelenek olan diş kirası ödenirdi. Misafirler ayrılırken onlara küçük kadife keseler içinde hediyeler takdim edilirdi. Evsahibi bununla , “Misafirim oldunuz benim sevap kazanmam için siz eziyet çektiniz dişleriniz yoruldu.Bu da size dişinizin kirası olsun “ demek istenirdi.
Diş kirası sadece zenginlere has bir gelenek gibi görünse de aslında toplumun tamamına yayılmıştır. Çoğu zaman sadakalar da diş kirası adı altında verilmiş olup hiçbir fakirin onuru zedelenmemiştir. Misafirine diş kirası verecek kadar ruhunu inceltmiş olan bu Millet hiç şüphesiz insanlığa misafirperverlik adına ders verecek kadar yücelmiştir.