AYNA AYNA GÜZEL AYNA !
Ayna Ayna Güzel Ayna!
Ayna ayna, güzel ayna, söyle bana! Benden daha güzeli var mı bu dünyada?
Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler masalındaki cadının bu sözlerini unutmak
mümkün mü? Şimdi soruyorum da acaba çirkin cadının bu sözlerini kaç kişi
örnek almıştır kendine? Bu sözlerle mi başladı içimizdeki mükemmeliyetçilik
duygusu. Kimse dört dörtlük olamayacağı gibi bu mükemmelliyetçilik
duygusunun kişiye zarar verdiğini düşünüyorum.
Kötü cadının içinde yarattığı bu ayna gerçek olmadığı gibi, her şeyi olduğundan
binlerce kat büyük gösteren çukur bir ayna olduğu kesin görünüyor. Geceleri
süpürgesi ile bulutların altında uçan cadı, bir dikiz aynası da kullanmıyor gibi.
Kendisi dışında hiçbir varlığı önemli görmeyen bir cadının cisimleri küçük
gösteren bir dikiz aynasına niçin ihtiyacı olsun ki. Belki de bu yüzden çirkef cadı,
bir dev aynasının çukurunda sürdürüyor yaşamını.
Ayna sözcüğü Farsça kökenli olup TCK’na göre; Işığı yansıtan, varlıkların
görüntüsünü veren, cilalı ve sırlı cam, gözgü, mirat anlamlarını içermektedir.
Çok ilginçtir ki Arapça göz demek nerede ise ayna sözcüğünün söylemine
yakındır. Sonundaki sesli harfi kaldırıp ‘ayn’ dersek gözü ifade etmiş oluruz.
Gözlerimiz bedenimizin aynasıdır.
“Hayat bir ayna gibidir. Gülümserseniz o da size gülümser” der. Peace
Pilgrim. Belki de karşıdan çevreden aldıklarımız, verdiklerimizle eşittir.
Buğday ekersek mısır hasadı yapmamız mümkün değildir.
Batı’nın düşünürleri sanatçıyı, çevresini yansıtan bir prizmaya
benzetirken, Anadolu kültürü ile yetişen bizler sanatçıyı aynaya benzetir
ve çevremizdeki güzel insanlar için gönül gözü açık deriz. Kötü insanlar
için ise gönül gözü kör olmuş tabirini kullanırız.
İnsanların hatalarını kabul etmesi, erdemli bir davranıştır ve bu
düşüncedeki insanlar, daima iyi olma yolundadır. Her şeyin en iyisini ben
bilirim ben yaparım. En güzel benim diyen kişiler, büyük bir yanılgının
içinde kaybolup giderler.
Kendilerini mükemmel sananlar için MFÖ müzik grubu ne güzel bir şarkı
yapmıştı. “Peki peki anladık” adlı şarkının sözleri, şöyle başlıyordu:
“Peki, peki anladık
Her şeyden sen anlarsın
Peki peki anladık
Her şeyi sen bilirsin”
Nakarat bölümün ben pek severdim:
Sen neymişsin be (…. Abi, abla, teyze, …… vs.)