AMELLER KARŞILIKSIZ KALMAZ
Söze rahman ve rahim olan Allah’ın adıyla başlarken ona sonsuz hamdü senalar yüce peygamberimize ve ehli beytine de salatü selam olsun Yüce Rabbimiz kullarına akıl denen nimeti verdiği gibi irade vermesi sebebiyle kulu yaptığı davranışlarla sorumlu tutmuştur Cenabı Hak neyin iyi güzel sevap neyin kötü günah olduğunu peygamberler ve kutsal kitaplar vasıtasıyla bildirmiştir Helaller haramlar ayet-i kerimelerle belirtildiği içi kul iyi veya kötü davranışlarının karşılığını kıyamet günü görecektir Her türlü iyilikler güzel davranışlar ibadet ve kulluklar ecir sevap olarak amel defterine yazıldığı gibi gizli veya açık olarak işlenen günahlar da görevli yazıcı melekler tarafından amel defterine işlenmektedir Bu sebeple Cenabı Hak Celle Celalühü Kur’an-ı Kerim’de kim doğru olanı seçerse kendi lehinedir kimde sapıtırsa kendi aleyhinedir (Yunus-108 Zümer -41) Yine bu ayeti kerime’ye benzer bir ayette salih amel işleyen kendi nefsine kötülük eden de kendi aleyhine işlemiş olur (Casiye-15 Nisa- 111) Kur’an-ı Kerim gerçekleri çok açık ve net dille açıklamasına rağmen bazı kullar hiç çekinmeden en istediğim günahı işlerim bana kimse karışamaz ben İstediğimi yaparım kimse beni uyarmasın masal anlatmasın cehenneme gidersem gideyim derken bazı kullar da Allah affeder boşver istediğimizi yaparız çalar çarparız ibadette neymiş helal haram da neymiş herkes helal mi kazanıyor helal mi yiyor bazıları da yapıp ettikleri bu dünya kalıyor ne varsa her şey dünya diyecek kadar hataya düşmek de hatta imanını kaybedecek kadar tehlikeli sözleri söylemekte her türlü günahı işlemekte sınır tanımamaktadır Az bir şey bilenler ya gençlikte ne yaparsak yapalım hep dünya için çalışıp dünyalık kazanalım da ibadetleri de yaşlanınca veya emekli olunca yaparız günahlarımıza da yaşlanınca tövbe ederiz diye dünyacı fikirler öne sürüp kendini aldatmaktadır Gerçek dışı fikirler ileri sürmekte hevâ ve heveslerin esiri olmaktadır Halbuki İslam dini akıl baliğ olan her mümine farzların yapılmasını şart koşmuş haramlardan yasaklanan her türlü kötü davranışlardan uzak kalınmasını emretmektedir Kur’an-ı Kerim kulun yaptığı bütün davranışlarının karşılığını verileceğini bildiriyor ( Zümer- 70) Toplumumuz ne yazık ki çoğunlukla ilahi emirlerin yapılmasına ertelemekte sonraya yaşlılık dönemine bırakmaktadır Bu düşünce çok yanlış bir düşüncedir Kimin ne kadar yaşayacağı kimin ne zaman nerede ve nasıl öleceği bilinmemektedir Hele yapılan günahlar karşısında tövbenin sonraya yaşlılığa bırakılması çok büyük bir tehlikedir Çünkü Kuranı Kerim günah işlemekte ısrar edenin ölürken tövbe edenin tövbesinin kabul olmayacağını Nisa 18.ayetinde beyan etmektedir Ayrıca kul tövbenin nasip olup olmayacağını düşünmek zorundadır Ayrıca kalp krizi ve yetmezliği tansiyon hastalıkları ve bulaşıcı hastalıklar sebebiyle yüzlerce insan ölmektedir Ölüm sekeratında tövbe nasip olur mu bunu kul olarak düşünmek zorundayız Ayrıca ölü genç ihtiyar diye ayrım yapmamaktadır Kur’an-ı Kerim günahkar kullar hakkında şöyle buyuruyor günah işleyip de tövbe eden ve hemen salih amel işleyip hidayet üzere olanları bağışlarız (Taha- 82 )Cenabı Hak Araf suresini 178. ayetinde şöyle buyuruyor: Doğru yolda olanlar gerçeğe varmıştır sapıtanlar hüsrandadır Yine Yüce Rabbimiz Secde suresinin 15 ve 17. ayetlerinde ayetlerimize kibirlenmeyip secdeye kapananlar Rabbini hamd ile tesbih edenler inanırlar onlar yataklarından uzaklaşıp korku ve ümit ile rablerine yalvarırlar erdiğimiz rızıklardan infak ederler Bu güzel davranışlarına mükafat olarak gözlerin aydın olacağı mutluluk duyacakları nelerin gizlenmiş olacağını kimse bilemez diye buyurarak dünyadayken günahlarından tövbe edenlerin Allah’a yönelip gece namazı kılanların İnfak ederek aç ve susuzları sıkıntıda olanları sevindirenlerin çok çeşitli nimetlerle mükafatlandırılacağı bildirilmektedir Yüce Peygamberimiz de bu ayetle ilgili olarak hiçbir gözün görmediği hiçbir kulun işitmediği hiç kimsenin hayal edemeyeceği çok özel nimetlerin salih kullara ikram edileceği hadisi şerifine Buhari Müslim Tirmizi Nesai gibi büyük muhaddisler de rivayet etmektedir (İbn-i Kesir clt 12/6448) Yine Kur’an-ı Kerim Secde -18 Casiye -21 Sad- 28 ayetlerinde ortak anlam olarak fasıklarla mücrimlerle kötülük işleyenlerle salih kulların eşit olmayacağı beyan edildiği gibi salih kulların meva cennetleri ile karşılaşacağı beyan edildiği gibi Haşr suresinin 20 ayetinde de cennet ehli ile cehennemliklerin eşit olmayacakları cennet ehlinin kurtuluşa erenler olacağı hatırlatılmaktadır Cenabı Hak cümlemizi nefsimize sahip çıkarak sırat-ı müstakim üzere olmayı nasip etsin bizi cennete götürecek amelleri işlemeyi nasip etsin Rabbim bütün geçmişlerimize şehitlerimize rahmet eylesin Amin