ADINI SİZ KOYUN
Adına dünya yahut hayat dediğimiz şey baştan sona bir mücadele alanı…Var olabilmemiz iyi kavga vermemize bağlı…
Daimi bir hareketlilik her yanımızı sarmış,herkes ve herşey bizden koşmamızı beklemekte…
Yaşam boyu süren bu maratonda nefes aldığımız demler oldukça sayılıdır.O da artık nefesten sayılırsa. Göz açılıp kapanıncaya bir nefes al sonra duraksız koşmaya devam et.
Üstelik hastalıklar, sıkıntılar,stres ve türlü türlü belalar da cabası…
Peki bu kadar koşuşturma niçin?
Bu duraksız mücadele neden?
Niye veriyoruz bu hayat kavgasını diyerek tek tek muhataplara sorsak alacağımız onlarca cevap bizi aynı mantığın kapısına götürecektir: Huzur bulmak için..
Ekmek kavgası verirken de huzur;oy verirken de…
Huzur;dinlerin,ideolojilerin ve felsefe sistemlerinin bize teklif ettiği şey….
Karl Marks’ın önermelerinden Yunus’un dizelerine,Nazi Partisinin programından Buda’nın Nirvanasına uzayıp giden ve ereği huzur olan vaatler…
Renkleri,cinsleri ve yöntemleriyle hepsi birbirinden ayrı bir dünya olan tüm bu kurumlar belki yalnızca bu erekte birleşiyor.
Sürekli bir dinginlik hâli…
Zihnimizin/Kalbimizin kavgadan,stresten telaşeden azade olup sükun bulması…
Amansız gayretlerin nihayete erip artık meyvesinin yenmeye başlanması…
Maratonu bitirip kupayı kaldırdıktan sonraki sonsuz hazza eriş…
Dışımızdaki dünyanın içimizdeki dünyaya artık bir engel teşkil etmemesi…
Ve veya içimizdeki dünyanın dışımızdaki dünyayı artık takmaması… Kayıtsızlık hâli…
Huzurlu günler dilerim.