Dolar 36,2282
Euro 37,9735
Altın 3.382,85
BİST 9.865,29
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Tekirdağ 6°C
Yağmurlu
Tekirdağ
6°C
Yağmurlu
Pts 8°C
Sal 5°C
Çar 4°C
Per 3°C

YÜKSEK SESLİ FİKİR CİMNASTİĞİ

YÜKSEK SESLİ FİKİR CİMNASTİĞİ

Sevgili okurlar! Gönül isterdi ki Tekirdağ’da gün batımını yazayım. Yine gönül
dilerdi ki; dünyayı dolaşayım, gördüğüm güzellikleri sizlerle paylaşayım. Ama maalesef adımız Hıdır elimizden gelen budur mealinden hareketle içinde
bulunduğumuz ve yaşadığımız ömrümüzün en büyük derdini yani yoksullukla nasıl başa çıkarız diye sizlerle yüksek sesli bir düşünce deneyi yapmak istedim.
Sizler de yazımı okurken bana karşı çıkabilir farklı fikirlerinizi sunabilir ve hatta
bu yazıdan hoşlanmaz iseniz elinizde nişadır var ise küçük çapta kalay yapabilirsiniz.
İlkokuldaki öğretmenimiz sağlam kafa sağlam vücutta bulunur deyip bizi her
sabah spora çıkarırdı. Ben de sizleri fikir cimnastiğine davet ediyorum.
Konumuz, nasıl geçiniriz? Bu ülkenin yoksul insanları nasıl doyar?
Çarşıda yürüyorum. Karnım da nasıl acıktı. Canım marul salatası çekti. İlk gördüğüm tezgaha bakıyorum. 20 TL den 15 TL ye kadar marul var.
Elhamdülillah böyle bir bolluk hiç yaşamadık lakin para kısıtlı. TÜİK’in
hoşgörülü ve insani hesaplarına göre yoksulluk sınırındayım. Ama reel olarak açlık sınırındayım. Ve bizatihi şimdi, şu an aç bir kurt gibiyim. Bir kuzuyu
gözüme kestiriyorum. Ancak kuzuları kurtlar yedi bize kalan marul, 15 TL ye kendi halinde sörpük, içi geçmiş bir marul alıyorum. Bir demet soğan alıyorum
ve bir demet maydanoz. 25 TL tutuyor. Hıyar dediğimiz madde 20 TL. Olmuş
bana çok yeşilleniyor ama bakmıyorum. Domates lale gibi süzülüyor gözümün
önünde sadece 30 TL. Bir başka bahara deyip bırakıyorum. Markete uğrayıp
yarım kilo tavuk kanadı alıyorum. 40 TL. Bugün tüp gaz yağ masraflarını
saymaz isek akşam yemeğimizi 70 TL ile kurtaracağız. Hurmadır, yoğurttur
aklımdan bile geçirmiyorum.
Acaba bu sıkıntıdan nasıl kurturabiliriz. Eskiden paramızın değerinin düşüp
düşmediğini görmek için interneti açıp medyaya bakardım. Artık
ilgilenmiyorum. Marul fiyatlarına bakmak yeterli. Paramızın marul karşısında hiç kuvveti yok. Bugün pazarda adamın birisi can eriği satıyordu. Fındık
büyüklüğünde beş adet erik. Sadece 5 TL. Yani bir erik eşittir bir TL. Tuvaletler
bazı yerlerde dört buçuk olmuş. Yani en sonunda paranın üzerine de ettik.
Dünya ülkelerinin enflasyon grafiklerine bakıyorum. Kalp rahatsızlığı sırasında eko çektirmiştim. Testereye benzeyen bir çizelge. Yüzlerce ülkenin enflasyonu
gösteren (zikzakları) dişleri pirinç büyüklüğünde. Ancak Türkiye’nin grafiği bir
minare gibi yükseliyor aradan. Müslüman bir ülkeye yakışır da. Çünkü halkımız
dindar idareciler istedi.
Daha ne istiyorsunuz. Dünyada eşimiz benzerimiz yok. Gerçekten tüm dünya
bizi çatır çatır kıskanıyor.
Fetö belasından yeni kurtulduk. Bazı tarikat liderleri halk olarak ücretini ödediğimiz TRT stüdyolarına çıkıp masal anlatıyorlar. Şeyh, depreme “Ey
deprem Türkiyeye uğrama” demiş deprem sakinleşmiş. “Emredersiniz abi bir daha olmaz” demiş. Yakalayın bu adamı bir saatte iki dua ile ekonomiyi düzeltsin. Ya da böyle sapık sapık kunuşmasına izin vermeyin.
Sadede gelir isek Nasreddin Hoca ile bağlayalım yazımızı:
Hoca Akşehir çarşısına gelince tam da kahvelerin önünde eşeği onu sırtından atar. Bir dostu öğüt verir.
“Hocam sen bu eşeği şımartıyorsun. Yemini biraz azalt bak nasıl uysal olur”
Hoca her gün eşeğin arpasından bir avuç azaltır. Ve gün gelir ki: hiç yem vermez. Bir gün ahırın kapısını zor açar. Çünkü ölü eşeğin ayakları kapıya
dayanmıştır. Şöyle hayıflanır bizim hoca:
Ne iyi eşekti rahmetli. Hiç yemeden yaşamaya da alıştı ama ömrü yetmedi.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.