YOL
YOL
“Yolunda yürüyen bir yolcunun yalnız ufku görmesi kâfi değildir.Ufkun ötesini de görmesi ve bilmesi lâzımdır.”
Yukarıda yazdığımız bu güzel tanımlamanın sahibi Mustafa Kemal Atatürk…
Yol,bizi hedefimize ulaştıracagı için insan hayatında önemli yer tutar.
İnsan zaten yolda olandır.
Menzil almak isteyen yola düşer.
Erken kalkan yol alır.
Bizim yol dediğimize Batı strateji derdi şimdi biz de öyle diyoruz.
Türkiye tarihinin en önemli yolbaşçısı olarak Atatürk’ün yukarıda alıntıladığımız sözü önemlidir.
Bu sözün sahibi olarak kendisi de daima yolda olmuş ve yalnız ufku görmekle yetinmemiş,ufkun ötesini de görmek için büyük çaba sarf etmiştir.
Günümüz Türkiye Cumhuriyeti daimi yolda olan ufku ve ötesini gören dahi bir zihnin eseridir.
Sürekli olgunlaşmacı, ilerici ve devrimci bir perspektifle yol almak elbette bizi geliştirip dünden daha iyi yapacaktır.
Tarihî misyonumuz olarak adeta destanlaşan meşhur “Kızıl Elma ” da bu tarif içinde pekâlâ değerlendirilebilir.
Kızıl Elma: Yolda yürümek, ufku görmek, ufkun da ötesini görmeye çalışmak…
Hayat yolunda hepimiz bir yolcuyuz.
İki kapılı bir handa gidiyoruz gündüz gece..
Hacca giden karınca hikayesi hepimizin malumudur.”Ömrün boyu yürüsen varamazsın” diyenlere ne demişti karınca:-Olsun yolunda ölürüm ya…
Bir özdeyişte Konfüçyüs’ten gelsin :
“Ya bir yol bul;Ya bir yol aç;Ya da yoldan çekil…”
İnsanın yolla olan ilişkisini belirlemek adına güzel bir kavramsal çerçeve çizmiş Konfüçyüs…
Öyleyse sizlere YOLUNUZ AÇIK OLSUN demeden önce bir de Dücane Cündioğlu bir aforizma söylesin:
“Yürümeye devam et;YOL seni terbiye eder.