Dolar 38,7612
Euro 43,6459
Altın 4.147,59
BİST 9.390,51
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Tekirdağ 19°C
Az Bulutlu
Tekirdağ
19°C
Az Bulutlu
Pts 18°C
Sal 18°C
Çar 18°C
Per 16°C

YABANCI İSİMLİ İŞYERLERİ

YABANCI İSİMLİ İŞYERLERİ
Geçen hafta Büyük Taarruzun ve 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 100.yıldönümünü kutladık, bize bu zaferi ve vatanı armağan eden başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere canla başla bu mücadelede yer alan dedelerimizi, ninelerimizi rahmet ve minnetle andık.
Özellikle İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa gibi büyük şehirler başta olmak üzere neredeyse küçük büyük tüm şehirlerimizin hatta ilçelerimizin çarşı pazarlarında gezerken şahit olduğumuz manzara, başka bir taarruz ve tehlike altında olduğumuzu aşikâr bir şekilde ortaya koyuyor. Nedir bu tehlike, bu taarruz? Varlık sebebimiz Türkçemize, ana sütü gibi ak ve temiz dilimize bilinçli ya da bilinçsiz, art niyetli ya da cahilane yapılan yabancı dilde kelime sokma, bu kelimeleri kullanma tehlikesinden bahsediyorum.
Önlerinden geçtiğimiz dükkanların, mağazaların, pastanelerin, otellerin, çay ve kahvehanelerin isimlerine bir göz attığımızda şaşırıp kalıyoruz. ”Acaba ben Türkiye’de miyim yoksa yabancı bir ülkede miyim?” diye şüpheye düşüyoruz. Yavuz Bülent Bakiler üstadın ifadeleriyle, “binlerce yabancı isim, işyerlerimizin alınlarına kan emen sülükler gibi yapışıp kalmışlardır.” Bu neden böyle? Yabancı isimlere duyulan büyük ilginin sebebi nedir? Cevabını yine Bakiler net bir şekilde veriyor:
“Bunun bir tek sebebi var, Batı karşısında kendimizi küçük görme hastalığımız, aşağılık duygumuz. Bu aşağılık kompleksi yüzünden tarihimizi de yeteri kadar öğrenip kendimize güvenemiyoruz. Güven duygusunu kaybeden milletlerin ayakta kalmaları mümkün mü?”
İstanbul Teknik Üniversitesi’nin yapmış olduğu bir araştırmadan sonra anlaşılmıştır ki, ticaret merkezlerine başka dillerden aldıkları isimleri koyanlar, o kelimelerin ne anlama geldiğini %70,3 gibi çok büyük bir çoğunlukla bilmiyorlar. Bazı kimseler de kendi uydurdukları kelimeleri kullanıyorlarmış.
İş yeri açmak, bildiğiniz üzere belediyelerin iznine tabi. Belediyeler, kendilerine mesela Cafe Grand, Holiday Otel, Akropolis, Tea House gibi acayip isimlerle gelen kimselere karşı, “Hayır, bu isimlerle bir iş yeri açamazsınız!” diyemiyorlar. Diyemiyorlar, çünkü konunun ciddiyetini maalesef bilemiyorlar. Koskoca Türkiye’de binden fazla belediye içinde, milli şuurla hareket edip yabancı isimlere selam durmayan, bu konuda hassas davranan belediye sayısı ne yazık ki iki elin parmakları kadar çok az sayıda.
İş yerlerimize İngilizce, Fransızca, İtalyanca, Yunanca, Arapça, vs. kelimelerin bulaşmasında, Türkiye’de neşredilen dergilerin neredeyse %60-70`inin adının Türkçe olmamasında en büyük vebal bendedir, sizdedir, ondadır, hepimizdedir. Bu bitmez tükenmez çirkinlikler karşısında, biz vatandaş olarak gereken tepkimizi ortaya koyamadık. Mesela, yabancı isimlerle açılan iş yerlerinden alışveriş yapmamak, yabancı isimlerle çıkan dergileri almamak yoluna gitmedik. Bulunduğumuz yerlerdeki belediye başkanlarını, meclis üyelerini küçük bir zahmete katlanarak ikaz etmedik. Bunları yapmalıyız çünkü Türkiye bir sömürge toprağı değildir.
Yabancı veya uydurulmuş isimlerle işyerleri açma başıboşluğunu, yanlışlığını halletmek aslında çok da zor bir iş değil. Nasıl mı? Belediyeler kanununa bir madde ilave etmek suretiyle bu keyfiliğin önüne geçmek pekâlâ mümkün. Türkiye Büyük Millet Meclisimiz umarım ki bir fırsat bulup şöyle bir kanun çıkarabilir: ”Türiye’de yabancı isimlerle veya hiçbir köke bağlanmayan kelimelerle iş yeri açılamaz. Belediyeler böyle iş yerlerine açılış izni ve ruhsatı veremez.”
Böyle bir kanunun istisnası şöyle olabilir. Dünyanın çeşitli ülkelerinde ün yapmış büyük firmaların aynı isimle Türkiye’de şube açmalarına izin verilebilir. Ama bugün Türkiye’de şahit olduğumuz gibi, herkes, her aklına geleni, kocaman harflerle iş yerinin alnına yazmamalı.
Çünkü dil kirliliği, çevre kirliliğinden kırk misli daha tehlikeli bir durumdur.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.