ÜLKE SİYASETİ
Benim yetiştiğim yıllarda Türkiye’nin nüfusu şimdi ki nüfusun yarısı kadardı, bu
nüfusun azlığından mıdır orasını bilemiyorum, ama ülkede bu kadar tahribat yoktu.
Tarım, hayvancılık ve ormancılığın yapıldığı yıllarda kendi kendine yetebilen bir
ülke olduğu gibi refah içinde mutlu bir hayatın sürüldüğü yıllardı ve Türkiye idi.
Şimdi değil mi? Ben size soruyorum siz ne kadar mutlusunuz? Bu soruya hiç
çekinmeden cevap vermelisiniz ki ,Türkiye’nin mutluluk tablosunun gerçekliği
ortaya çıksın. İnsanlar sahte gülücüklerle ortalarda dolaşırken mutfaktaki harıl
harıl yanan yangından kimsenin haberi yok mu? Olmaz olur mu? Sadece
görmemezlikten gelinmektedir. Şu an itibariyle ülkemizin içinde olduğu ekonomik
kriz her geçen gün biraz daha büyümekte. Bizler direnmeye çalıştıkça maalesef hiç
bir şeye yetemez hale geldik. Ekonomik istikrarsızlığın baskısı sürekli artmaktadır.
Bir ülkede yeteri kadar veya istenildiği kadar ekonomik rahatlık olmazsa vatandaşların
her geçen gün Everest’in yüksekliği kadar ekonomik özgürlük istemeleri kaçınılmaz
olacaktır.
Vatandaşın bütün bu kötü gidişata siyasi olarak bakması doğaldır. Çünkü yine bu kötü
gidişatın siyasiler tarafından çözüleceğine inanmaktadır. Siyaset nerede yapılır, diye
biri soru yöneltildiğinde herkesin Ankara’da TBMM’inde yapılır diye ortak cevabı olur.
Aslında böyle olmamalıdır. Siyaset Türkiye’nin her yerinde yapılmalıdır. Siyaset yapmaktan
korkmayın siyaset yapmak istediğinizde birileri tarafından korkutulmaya çalışılırsanız buna
müsaade etmeyin. Siyasi partiler bazı kişiler tarafından kurulur, akabinde vatandaşlar üye olur.
Partilerin amacı kurulduğu ülkede ülkelerini biz daha iyi yönetiriz amaçlı kurulmaktadır. Siyasi
partilerin vatandaşları kutuplaştırmadan birleştirici siyaset yapmaları gerekirken tam tersi bir
siyaset yapılmaktadır. Son zamanlarda televizyon ekranlarında ve yazılı basında çokça görüp
okuduğumuz bir altılı masa koalisyonu var. Bu altılı masa belki de yıllarca beklenen özlenen
bir tabloydu. Bu tabloya baktığınızda Türkiye’nin mozaiğini görebilirsiniz.
Siyaset hiç kimse tarafından işine geldiği gibi yapılmamalıdır. Siyasi partiler kurulmadan önce
partinin amacını güden bir parti tüzüğü hazırlanır ve yazılır, bu tüzük aynı zamanda bu
doğrultuda siyaset yapılacağının belgesidir. Bir bakıyorsunuz siyasilerin seçim öncesi
meydanlarda yapmış olduğu konuşmalar parti tüzüğünün dışında yapılan konuşmalara
dönüşüveriyor. 2023 yılı bütçe görüşmeleri sanıldığı gibi hiç sakin geçmiyor. Her akşam
Televizyonların ana haber bültenlerinde restleşmeler, hakaretler ayağa kalkıp bağırıp
çağrışmalar sanırsınız biraz sonra tekme yumruk ,kafa göz birbirlerine girecekler. Bu
durumun en üzücü yanı ise bu kişileri bizler seçtik ve o meclis çatısı altına gönderdik.
İnsan üzülüyor. Devletin tepesinde ki kişiler neden bu şekilde tavırlar sergiliyor. Neyi
paylaşamıyorlar. İllaki birisinin kara dediğine diğeri beyaz diyecek, siyaset böyle olmaz ki.
Siyasette konuşmalarıyla örnek teşkil etmesi gereken kişilerin imalı sözleri aylarca basında
polemik haline geliyor. Örneğin Millet ittifakına [Zillet] ittifakı diyen parti liderine bu söz
bence hiç yakışmıyor. Kendileri yapınca iyi karşı taraf yapınca kötü. Siyasi liderlerin ve
siyasilerin yapmış oldukları konuşmalarında kelimeleri seçerek konuşmaları gerekir diye
düşünüyorum. Önümüzde yapılacak olan bir genel ve bir yerel seçim var. Bu seçimlerde
eskiye nazaran daha kaliteli bir seçim olmasını bekliyorum. Bu benim ve tüm vatandaşların
ortak beklentisi, çünkü siyasetin son yıllarda aşırı kirlendiğini söyleyenler çoğunlukta.