Dolar 32,3650
Euro 34,9694
Altın 2.325,97
BİST 9.105,54
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Tekirdağ 20°C
Açık
Tekirdağ
20°C
Açık
Cts 23°C
Paz 24°C
Pts 24°C
Sal 19°C

TÜRKÇEMİZ, ÇOCUKLARIMIZ VE GENÇLERİMİZ

TÜRKÇEMİZ, ÇOCUKLARIMIZ VE GENÇLERİMİZ
Türkçemiz bizim varlık sebebimizdir. Bu yüzden Türkçemizi iyi ve doğru olarak öğrenmeye, konuşmaya ve yazmaya çok önem vermeliyiz.
Türkçemize bu önemi vermek, onu yaşatmak, Türkçeyi doğru yazmak, doğru konuşmak sadece yazarların, şairlerin, edebiyatçıların vazifesi ve sorumluluğu değildir. Toplumun her kesimi ve her bir ferdi bu konuda hassas ve dikkatli olmak zorundadır. Çünkü anadilimiz Türkçe kalesinin surlarında açılan her bir gedik, dilimizi bozmaya ve tahrip etmeye yönelik her bir saldırı ve bunun sonucundaki kayıplar doğrudan milli varlığımıza ve geleceğimize yönelik büyük bir tehdit oluşturmaktadır.
Çocuklarımız, gençlerimiz bizim ve ülkemizin olduğu kadar Türkçemizin de geleceği ve umududur. O yüzden çocuklarımıza ve gençlerimize doğru bir eğitim ve öğretim sistemiyle, en doğru ve güzel şekliyle Türkçemizi öğretmeliyiz. Ama ne acıdır ki, bu konuda başarısız olduğumuz gün gibi ortada.
Okul çevrelerinde, toplu taşıma araçlarında çocuklarımızın, gençlerimizin konuşmalarına, birbirleriyle olan diyaloglarına şahit oluyoruz. Maalesef gençlerimiz bir kaç yüz kelimelik kısır ve fakir bir Türkçe ile konuşuyorlar ki bu diyaloglarda argo da hatırı sayılır bir şekilde yer alıyor.
İlkokuldan başlayıp üniversite bitene kadar çocuklarımız, gençlerimiz okullarda Türkçe dersi görmelerine rağmen doğru dürüst bir dilekçe bile yazamıyorlar. Akıcı bir şekilde konuşarak meramlarını anlatamıyorlar.
Okuyup araştırdıkça görüyoruz ki, ABD’de ilk eğitimden geçen çocukların ders kitaplarında 71.000 kelime vardır. Bu rakam İngiltere’de 70.000, Japonya’da 42.000, İtalya’da 33.000’ dir. Türkiye’de ise ilk eğitimde okuyan çocuklarımızın ders kitaplarında sadece 7.000 kelime bulunuyor. Çocuklarımız da bu 7.000 kelimenin %10’uyla konuşup yazıyorlar. 700 kelimeyle edebiyat mı yapılır? İlmi araştırmalara mı girilir? Cevabını siz verin.
Evlerimizin %90-95’i kitapsız ve kütüphanesizdir. Her türlü konforun olduğu lüks rezidanslar, siteler, apartmanlar yapıyoruz. Bunlarda rahatımız için her şey düşünülmüş, kütüphane hariç. Şimdilerde eskiden olduğu kadar olmasa da, evlenen kızlarımız babasının evinden kocasının evine bir kamyon dolusu çeyiz götürüyorlar. Bu eşyalar arasında Kur’an dışında bir tek kitabın bulunmaması ne büyük bir noksanlık. Batı dünyasında kitap, medeni bir insanın ihtiyaç listesinin 18.sırasında yer alıyor. Biz de ise kitap, ihtiyaç listemizin 122. sırasında, ümitsiz bir şekilde sırasını bekliyor.
Evlerinde çocuklarına “kitap oku oğlum-kızım” diyen anne ve babaları ellerinde kitapla hiç görmeyen çocuklar için bu isteğin bir kıymeti de, tesiri de olmuyor doğal olarak.
Bu hususta söylenecek, yazılacak çok şey var ama hâli pür melalimizi (kaygılandıran ve bıkkınlık veren üzüntü verici bir durum) ortaya koyması açısından şimdilik bu kadarının yeterli olacağı düşüncesindeyim.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.