TERÖRLE MÜCADELE GAZİ’Sİ DENİZ UYGUN TEKRAR GÖREV YAPTIĞI BÖLGE OLAN HAKKARİ DERECİK’TE
Terörle Mücadele Gazisi Deniz UYGUN’un kendi kaleminden yazı dizisini sizler için paylaşıyoruz.
İlk önce kendimi tanıtmak istiyorum 1976 Tekirdağ doğumluyum Asker kökenli bir aileden gelmekteyim çocukluğum Askeri lojmanlarda Askeri bölgede geçti Asker çocuğu olmamdan dolayı disiplin ve otoriterli bir şekilde yetiştim sanırım savaşçı ve mücadeleci bir ruha sahip olmam bundan sebeptir.
Tekirdağda uzun yıllardır kurucu ve halen görevimi layıkı ile devam ettirdiğim Şehit Aileleri ve Gaziler ile alakalı Dernek Başkanlığı görevini yürütmekteyim.Bir çok STK’larda görev aldım.
Şahsımın GAZİ olmasından sebeb ile ASKER ve POLİS yani güvenlik kuvvetlerine olan saygım ve bağlılığım had safhadadır benim için belirttiğim güvenlik güçleri denildiği zaman akan sular durur.
Tekirdağ’ımızda uzun yıllardan beri tanıdığım genç bir kardeşimiz bana Başkanım ben Jandarma Uzman’lığı kazandım ilk görev yerim Hakkari ili Derecik ilçesi fakat uçak ve şehirlerarası otobüsler çalışmıyor nasıl gidebilirim diye benden bilgi almak istedi.Bende mevcut görev yerine özel araç ile gidebileceğini söyledim kendisi haliyle bölgeyi bilmediğinden özel araçla sorun yaşamazmıyız hem tek gidemem yanımada kimse gelmiyor ne yapabilirim diye sordu.
Ben tereddüt etmeden kendimi anlık bir şekilde muhakeme ederek kardeşim sen canını sıkma ben seni götürürüm diyerek özel aracımız ile Hakkari Derecik ilçesine doğru yola çıktık.
Yolculuk esnasında kendisine devamlı bölge hakkında bilgiler vererek motive etmeye çalıştım kanun gereği tüm il ve ilçelerimizin giriş çıkışlarında güvenlik kontrolü yapılmaktaydı Resmi kimlik ve rutin kontrollerden sonra noktalardan geçişimizi sağladık.Erzincan ve Erzurumdan sonra coğrafi bölgenin değişikliğini hissetmeye Nisan ayı olması sebebi ile soğuk ve ara ara kar yağışını gördük Tekirdağ bölemizde bu aylarda sadece yağmura alışkın olmamızdan dolayı bu bölgenin ekolojik yapısı bizleri şaşırtmaya yetti doğrusu.
Yolculuğumuz molalarımız ile birlikte iki gün sonrasında Doğu’nun Paris’i diye adlandırılan Van ilimize akşam saatinde ulaştık.O gece misafirhanede konakladıktan sonra Van (KTM) Asker Kabul Toplama Merkezine teslim etmemiz gerekiyordu.
Fakat bu merkezde Asker mevcut yerin yoğunluğu ve sadece belirli günlerde konvoy şeklinde Asker sevkiyatı olduğundan dolayı görev yerine özel aracımız ile gitme kararını aldık.
Öğlen 11.00 gibi yola çıktık bir çok kritik bölgeden ve güvenlik noktalarından geçtik güvenlik noktalarından geçerken Askeri kimliğimizin ibrazı ile kolayca geçişlerimizi sağladık.
Bölgeden geçerken geçmiş yılların benim hatırladığım izler gözle görünmekteydi,ilgimi çeken Van ili çıkışı itibaren çok geniş yolların yapılmasıydı,araç ile yolculuk yapanlar için bölgede iyi bir hizmet getirilmiş.Karayolları müdürlüğü an ve an hızlı çalışma içerisinde benim görev yaptığım zamanlarda buraları bazı bölgelerde strabilize(toprak) yoldu şimdi ise hakikaten hizmet had safhada.Bölgede müthiş derecede hayvancılık yaygın olduğunu gözlemledim hemen hemen her yerde hayvancılık yapılıyor.
İlginç olan taraf hayvanların otlaması için bazı bölgelerde kamyonetlerle dağlık bölgelere getiriliyor daha sonra aynı şekilde geri getiriliyor.Bölgede köylerden geçerken her vatandaşın elinde akıllı cep telefonları vardı kimi görsem ya yol kenarında ya yürürken yada hayvanlarını otlatırken akıllı cep telefonları ile ilgilenmeleri ilgimi çeken taraf oldu.
Yine ilgimi çeken bir taraf ise yol kenarlarında küçük çocuklar ve yetişkin bireyler ellerinde ota benzeyen bir bitkiyi satmaya çalışıyorlardı,ben bilmediğim için almadım fakat daha sonra öğrendiğim kadarıyla bölgede yetişen IŞGIN tadı mayhoş olan bir bitkiymiş ve oldukçada faydalıymış.
Bölgede dağlık yerlerden geçerken arıcılık yaygın durumda her yerde arıcılık yapılmakta ayrıca bildiğim kadarı ile dağlık bölgede yetişen dağ arılarının ürettikleri bal oldukça lezzetli diğer ballardan farklı.
Yolumuza devam ederken iç Anadolu ve Trakya bölgesinde alışkın olduğumuz yol kenarlarında çay ve dinlenme yerleri Hakkari bölgesindede mevcut hemen hemen her yerde görülmekte Dağların arasında dinlenme yerleri ve mescidler bulunmakta.
Ayrıca göllerde Alabalık yetiştiriciliği bile yapılmakta hatta dağların arasında doğal akan dağ sularından faydalanarak su değirmeni ve dinlenme tesisi yapılmış buda bölgenin biraz daha rahatladığını gösteriyor.
Güvenlik noktalarından geçerken Askeri ve Emniyet mensuplarımız zor şartlarda görev yapıyorlar bizler batıda olduğumuzdan gözle göremediğimizden dolayı her yer aynı zannediyoruz oysa ciddi boyutta zor şartlarda görev yapıyorlar Allah yardımcıları olsun.
Şemdinli ilçesine geldiğimizde kritik bir bölgeye geldiğimizi anlayabiliyoruz zira Yüksekova ve Çukurca’dan transit geçiş sağladık fakat bu bölgeler diğerlerine göre biraz daha kritik.Şemdinli geçmiş yıllara göre biraz daha gelişmiş durumda örneğin nüfus sayısı 20 yılda sadece 1200 kişi
artmış ayrıca ilçeden geçerken vatandaşların bakışı sadece merak geçmiş dönemlerdeki gibi sevilmeyen taraf gibi değildi,çünkü geçmiş dönemlerde sanki işgalciler gelmiş gibi bakıyorlardı yada bizler öyle algılıyorduk.
Güvenlik noktasından sağlık ve güvenlik kontrolünden sonra Derecik ilçesine doğru yolumuza devam ettik dağlık böle olduğundan tabi bilmeyenler için hakikaten biraz tedirgin edici olabilirdi.Yol bölge bölge asfalt ve toprak yoldu iki taraf dağ bizler yolumuza devam ediyorduk sol tarafta ise gümbür gümbür şiddetli akan bir dere,inanın bu bölgeden geçerken bilmeyenler için çok tedirgin edici olabilir.Uzun ve meşakkatli bir yolculuktan sonra Derecik ilçesine geldik yani Ülkemizin bir ucuna.
Bizi tabiki bölgede o meşhur BALKAYALAR’görüntüsü karşıladı.Askeri personelimizi gönül rahatlığı ile görev yaptığı yere teslim etmenin gururunu yaşadık.Ardından kısa bir vedalaşma ve eski anıları yad ettikten sonra dönüş yolumuza başladık tabiki bu sefer yalnız olarak.
Dönüş yolundaki anılarımı bir dahaki yazı dizimde anlatacağım.
Sevgili dostlar sevgiyle kalın…
Terörle Mücadele Gazisi
Deniz UYGUN