TARİHİ MÜCADELE
Hak kavramı,kelime anlamı olarak her şart altında doğru olan anlamına gelmektedir.Batıl ise HAKKIN zıt anlamı olarak her şart altında yanlış demektir.
Doğru hak anlayışına göre hak dört sebepten doğar.Doğuştan kazanılan haklar,Emek karşılığı olan haklar,Adalet gereği olan haklar,Karşılıklı mukaveleye dayanan haklar.
Yanlış hak anlayışına göre hakta dört sebepden doğar,kuvvet,menfeat,ayrıcalık ve çoğunluktur.
İşte insanlık tarihi doğru hak anlayışına sahip medeniyetler ile yanlış hak anlayışına sahip medeniyetlerin mücadelesinden ibarettir.
Doğru hak anlayışına sahip medeniyetler yeryüzüne hakim olduğunda dünyaya huzur,barış,mutluluk,adalet gelmiştir.
Yanlış hak anlayışına sahip medeniyetler dünyaya hakim olduğunda dünyaya, kargaşa,savaş,sömürü,zulüm gelmiştir.
Şimdi ki batı medeniyeti kendilerininde belirttiği gibi eski Roma’ya,eski Roma eski Yunan’a eski Yunan eski Mısır’a yani firavunlara dayanmaktadır.
Firavunlar insanlara zulm ederken biz size zulüm ediyoruz diye değil hakkımız olduğu için yapıyoruz derlerdi.
Günümüzde de yanlış hak anlayışına sahip insanlar bütün dünyaya zulm etmektedir.
Filistinde ki müslümanlara keyfi katliamlar,ambargolar uygulayan,şehirleri bombalayan zihniyetle,Doğu Türkistan da ki müslümanları nazi kamplarına kapatıp işkenceler yapan,organlarını almak için ölüm sırasına koyanlar hep aynı zihniyetin ürünüdürler.
Arakan da çocukların ellerini bağlayıp nehire atanlar ile Keşmirde katliam yapanlar da aynı zihniyetin ürünüdürler.
Dünyanın dört bir yanında insanlara zulmeden yönetimlerin düşünce yapısı yanlış hak anlayışıdır.
Bunların farklı soylardan geldiklerine ,haritada farklı renklere boyandiklarına bakmamak gerekir.Çünkü hepsi hakkın karşısında tek millettir.
Kurmuş oldukları kapitalist düzen ile bütün insanlığı ekonomik olarakta ezmektedirler.
Yapılması gereken düzene toptan tekme vurup yeni bir düzen,adil bir düzen kurmaktır.
Emperyal güçler ile yapılan ittifakların onların menfaati kesildiğinde biteceğini ve bizlere zarar vereceğini unutmamak gerekir.
15 Haziran 1997 de kurulan D-8 İslam Birliği Projesi yeni bir dünya için büyük bir fırsattır.Türkiye,Pakistan,İran,Bangladeş, Malezya,Endonezya,Mısır ve Nijerya arasında kurulan D-8 birliği,tabi kaynakları,kalabalık nüfuslar ve potansiyel pazarlarından dolayı küresel bazda önemli bir konumdadır.