SİYASET ÜZERİNE
Arkadaşlarla zaman zaman bir yerlerde oturup çaylarımızı yudumlarken güncel konular
üzerine yorumlarımızı yaparken siyaset ve futbol ilk tercihimiz oluyor. Bir arkadaşımız “artık
siyasetinde futbolunda cılkı çıktı” dedi. Konu kendiliğinde ortaya çıkmış oldu. Önce ‘cılk’
ne demek onun üzerine her kes bir şeyler söyledi. TDK’nun sözlüğüne baktığımızda
“Bozularak kokmuş, Cıvık, İrinleşmiş ve halk ağzında sözünün eri olmayan” anlamları
taşıdığını okuduk. Türk siyasetinde ciddiyetliğin bittiğini siyasetle uğraşan il ve ilçe
başkanlarının ve milletvekillerinin futbolcular gibi partilere transfer olmaları üzerine
konuştuk. Siyasi uzmanların açıklamalarında ise “her seçim döneminde toplamda ve
bireysel düzeyde bir partiden diğerine geçişlerin olmasını normal” olarak karşıladıklarını
söylerken “bireysel değişkenlik ile toplam değişkenlik arasında kavramsal olarak bir fark
vardır. Bireysel değişkenlik bireyin zaman içindeki değişimi ile ilgili olabilirken toplam
değişkenliği etkilemeyebilir” demektedirler.
Vatandaşların toplamda siyasi parti değişikliğini çok fazla önemsemezken, mensubu
olduğu partisinde vermiş olduğu oylarla seçilen il-ilçe başkanının ve milletvekilinin parti
değiştirmesini çok fazla önemsediğini ve yadırgadığını gördük. Bu durumda ilk akıllara
gelen Afyonkarahisar 20. Dönem Milletvekili Kubilay Uygun oldu. Parti değiştirmeler
nedeniyle tartışmalara neden olan Uygun DSP’den millet vekili seçilmeden öncede
siyasi arenası bayağı geniş. DYP Sincanlı ilçe başkanlığı, DYP il genel meclis üyeliği,
ANAP Sincanlı ilçe yönetim kurulu üyeliği ve il genel genel meclis üyeliği, CHP Sincanlı
belediye başkan adayı, DSP Afyon milletvekili seçildikten sonra DYP geçiş, DSP’ye dönüş,
yeniden DYP’ye dönüş, MHP’ye geçiş ve MHP’den istifa. Seçtiğimiz milletvekillerini biz
kendilerinin siyasi hayatına renklilik katsın diye seçmiyoruz. Bütün vatandaşların ortak
noktası bir milletvekilini yaşamış olduğu bölgesine hizmet etmesi için seçiyoruz. Bu
durumda Milletvekili Kubilay Uygun’un Afyonkarahisar’a hizmet etmesi mümkün mü?
Çünkü bütün enerjisini parti değiştirmeye harcamış durumda.
Diğer bir arkadaşım; üst düzey parti yöneticilerinin parti değiştirmesinin yanında “12 Eylül
1980’den sonra birçok insan siyasi görüşlerini değiştirmek zorunda kaldı bu sohbetimizin
asıl konusu bu olmalı” dedikten sonra 12 Eylül aslında tüm hırsını “sol”un üzerine giderek
almıştır. Önemli bir konu ise 12 Eylül’ün ardından insanlar bir partiye üye olmaya korkar hale
geldiler. Zaten 12 Eylül’ün amaçlarından biri insanların sesini kısmaktı. Kıstılar da. Böylece
eski solcular çil yavrusu gibi dağılırlarken o dönem Turgut Özal’ın kurduğu ANAP’a bir kısmı
DYP’ ye hatta REFAH’a gidenler olduğu görülmüştür. Siyasi partiler arasında köşe kapmaca
oynar gibi gidip gelmelerin yanında eski sağcılardan bir kısmı da sol’a yönelmiştir. Hatta 12
Eylül sonrası eski solcular kavramları değiştirmeye kalkarak “solculuk değişimdir” sloganının
ardına sığınıp yeni yetişen genç solcularında kafalarını bulandırmışlardır. O gün bu gündür
o kafa bulanıklığı günümüze kadar gelmiştir. Aradan bunca zaman geçmesine rağmen “sol”
hiçbir şekilde istikrarlı yol kat edemediği gibi çoğu zaman amacından uzaklaşmıştır. Tıpkı bir
dönem Ekmeleddin İhsanoğlu’nu bir sol partinin Cumhurbaşkanı adayı göstermesi gibi.
Siyasi partilerin ortaya çıkışı 1908 yılında ilan edilen II. Meşrutiyet dönemimde gerçekleşmiştir.
Türkiye’de siyasi partiler ,genelde parlamento içinde ve bir başka siyasi partinin bölünmesiyle
ortaya çıkmıştır. Buna örnek olarak Demokrat Parti- Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekillerinin
partilerinden ayrılması sonrasında kurulmuştur. Bu demek oluyor ki Milletvekillerinin parti
değiştirmesi Türk siyasi hayatında yıllardır yapılmaktadır. Ayrıca; 1960-1980 ve 1991-2002
yılları arasında seçimler yapılmadan parlamento yapısının değişmesinde, hükumetlerin
kurulması veya düşmesinde, Milletvekillerinin parti değiştirmeleri önemli roller oynamıştır.
Böylesi durumlarda ideolojinin hiçbir şekilde önemsenmediği açık açık ortadır. İdeoloji
siyasal alanda toplumsal bir öğreti oluşturmasına rağmen bir siyasinin ideolojisi uğruna
siyaset yaptığı partisinden değişik amaçlar uğruna başka bir siyasi partiye geçmesinin normal
olduğu söylense de vatandaşlar yine de oylarını vererek seçtikleri Milletvekilinin bir başka
partiye geçmelerini asla kabullenememektedirler.