MUHARREM AYI
MUHARREM AYI
Söze rahman ve rahim olan Allah’ın adıyla başlarken ona sonsuz hamdü senalar yüce peygamberimize ve ehli beytine de salatü selam olsun Muharrem ayı yıl içindeki kutsal aylardan biri olup yıl içindeki haram ayların sonuncusudur Muharrem ayı Hicri takvimin ilk ayıdır Haram aylar muhterem olan özel saygınlığı olan aylardır Bu aylar içinde yapılan güzel ameller katlandığı gibi günahlarda öyledir akıllı uyanık müminler haram aylarda nefsine sahip çıkıp günahlardan sakınmakta davranışlarına sahip çıkarak ibadetlere güzel davranışlara yönelmektedir muharrem ayı tarihi geçmişte çok önemli olaylara sahne olmuştur Muharrem 10 günü aşure günü oluşu yine Peygamberimizin torunu Hz Hüseyin Yezid tarafından şehit edilmesi bu ayda gerçekleşmiş önemli olaylardır aşure gününün orucu ve bazı nafile namazlarından dolayı Mümine verilecek ilahi ile lütuflardı genel olarak haram ayların herhangi bir gününde sadece tutulan bir günlük orucun sevabı diğer günlere göre 30 kat daha sevaplıdır Haram aylarda bazı vakitlerde şart koşulmuştur Şöyle ki haram ayda perşembe cuma ve cumartesi günü tutulan oruca 900 yıllık oruç tutulmuş gibi sevap verileceği beyan edilmiştir (İ.Gazali İhyai Ulumiddin ve Taberani) Ne var ki toplumumuz bu feyizli günleri değerlendirememekte ilahi lütuf dolu günlerin ayların bereketinden mahrum kalmaktadır tarihi gelişim içinde muharrem ayında olmuş çok önemli bir olay da Kur’an-ı Kerim’in Kerbil Azim(Saffat76 Hüd26) diye isimlendiği Nuh tufanıdır Kur’an-ı Kerim Nuh Tufanı olayını hiç Müminun ve Saffat surelerinde konu edinmiştir kur’an-ı Kerim bu surelerde Ayrıca kıyamete kadar yaşayacak olanlara özel mesajlarda sunar Rabbimiz Hz Adem’den sonra gelen bütün kavimlere rasuller elçiler gönderdiği gibi bazı peygamberlere kitaplar sayfalar göndermiştir Rabbimizin kullarından istediği sadece kendisine inanıp ona kul olunmasını istemiştir ancak kullar arasında malı mülk güç verilenler kendini eşraftan görenler Allah tarafından gönderilen elçilerle alay etmişler ukalalık etmişler bilirimlik taslamışlardır Bu durum karşısında Allah sapıtan haktan ayrılanları uyarmak için Resuller göndermiş Resul kendilerinin bir kul olduğunu melek olmadığını ilahi emirleri ulaştırmak için kavimleri uyarınca kullar böyle bir şey isteseydi bir melek gönderildi bu adam cinnet geçirmiş bir deli diyerek yalanlayınca Hüd 25-26 Hz Nuh Allah’a yalvarıp beni yalanlıyorlar bana yardım et deyince Allah Hazreti nuh’a şöyle vahyetti gözlerimizin önünde ve Vahyin ışığında gemiyi yap (Hüd 27 Müminun 27) gemiye her canlıdan iki çift gemiyi alıp yerleştir Hüd 40 bana ortak koşanlar için yalvarma onlar boğulacaktır sen ve inananlar gemiye çıkınca zalimler topluluğunda bizi kurtaran Allah’a hamt olsun diye ver Bizi bereketli bir bölgeye indir diye dua et Müminun 26 ve 29 Hazreti Nuh gemiye yaparken yanlarından geçer grup onunla alay edince benimle alay ediyorsunuz ama biz de sizinle alay edeceğiz dedi gemi yapılırken şeytan gelip tahtanın bir başına çiviyi takıp öteki başına gidince çivi yerinden çıkıyordu buna Hazreti Nuh şaşırınca Hazreti Cibril gelip çivileri takarken besmeleyi unuttun Şeytan da gelip çiviyi çıkarıyor deyince hemen hemen Allah’a sığınıp Besmele çekip tahtaları gövdeye bağlayınca ilahi gereğince her çift canlılardan iki çift alıp gemiye yerleştirdi vahşi hayvanlar uysallaştı arslan kedi gibi oldu gemi hareketlenince oğlu Kenan İsyan edip ben daha başına kaçarım deyip ayrılınca dalgalar arasında Kenan boğuldu dalgalar o kadar yükseldi dağlar gibi yükseliyordu 6 aylık süre sonunda gemi Cudi Dağı üzerine karaya oturdu(Hüd 44) ilahi emir olarak Ey yer suyunu yut Ey gök suyunu tut gelince su çekildi Hüd 14 Hazreti Nuh ve toplumu olan inanırlar Tufan da kurtuldular gemide ellerinde olan yiyecekler karıştırılarak aşure yapıldı kurtuluş günü 10 muharremde de bu sebeple bugün aşure günü olarak anılmaktadır Nuh tufanının bir imtihan olduğu Mü’minun 30 sağ olarak kurtulan müminlerin ödüllendirildiği Saffat 80 Zariyat suresinin 46 ayetinde ayrıca Nuh Kavminin doğruluktan ayrıldıkları için batırıldığı vurgulanmaktadır özellikle Hüd31 ve Müminun 27 ayetlerinde gözlerimizin önünde gemi yap uyarısını müfessirler geminin yapılması tamamen Hazreti Cibril’in verdiği bilgilere göre yapılmıştır müfessirler geminin 2300 metre uzunluğunda olduğunu veya ne diyor ki epey büyük bir gemi olduğu ortadadır büyük bir gemi olmasa dağlar gibi dalgalarla mücadele etmesi mümkün değil bu ayette Rabbimiz 1400 yıl evvelinde suyun kaldırma gücü olan fizik kuralını örneklerle ortaya koymuştur Nuh Tufanı eşi benzeri olmayan bir tufandır yeryüzü suyla kapladığı için Rabbimiz Ey gök suyunu tut Ey yer soyunu yut diye emretmesi sonucu Hz Nuh’un gemisi bugünkü Cudi Dağında karaya oturmuştur bu gerçek ayetle sabittir Yüce Rabbim güzel yurdumuzu her türlü arzu ve semavi belalar olan sel baskınları zelzeleler yangınlardan muhafaza eylesin her türlü bela ve sıkıntılara karşı toplum olarak önlem almayı tedbirli olmayı nasip etsin. Amin.