MERAL DEPREMİ
MeraL DEPREMİ
6 Şubat 2023 sabahında ülkemiz büyük sarsıntılarla uyandı. Yoksulluğu, enflasyonu, siyaseti,
seçimi anında unutup ölümlerden söz etmeye başladık. Yaşamak içgüdüsü her şeyin önüne geçti.
Devlet diye sesler yükseldi. Devlet olarak sadece kendisini zikreden iktidar, çok kızdı, öfkelendi.
Yardıma gelenlere de kızdı. Biz her derde deva oluruz biz devletiz, siz kimsiniz dedi. Ama yetmedi.
Güneydoğu illerinde hala insanların içme suyuna büyük ihtiyaç duyduklarını görsel ve yazılı basından
öğreniyoruz. Bu yazımda Kızılay’ın çadır sattığından falan söz etmeyeceğim. Böyle bir garabeti köşe
yazısında yazılacak bir haber değeri olarak da görmüyorum.
3 Mart Cuma günü Richter ölçeğine göre 8,8 şiddetinde bir deprem daha yaşadık. Merkez üssü Meral
Akşener, İyi Parti ve altılı masada çok büyük bir deprem meydana geldi. Gündem tekrar siyasete ve
seçime odaklandı.
Büyüklerimiz her ne zaman yeni tanıdığı biri hakkında; “Aaa çok iyi çocuk” veya “Çok efendi bir
hanım” diye söz ettiğinde; “Yahu nereden biliyorsun bir kere gördün diye itiraz etsek, bize şöyle der.
– Oturmasından kalkmasından.
Her ne kadar bendeniz şahsen Meral Hanımı altılı masaya otururken tanıyamasam da
kalkmasından tanıdım. İçimde hiçbir şüphe kalmadı. 24 saat dolmadan İYİ Parti tüm sempatizanlarını
kaybetti. Onlarca arkadaşım parti kaydından üyeliğini sildirdi. Büyük bir sarsıntıda binaların önce dış
sıvaları dökülür. Balkonları çöker. Sempatizanların ayrılmasını ben sıvaların dökülmesi ile
özdeşleştirdim. Binanın merkezinde yer alan yöneticiler bir köşeye sinip tehlikenin geçmesini
beklediler. Sonra konuşmalar yapıldı. En güzel konuşmaları Turhan Çömez’den dinledim. Gerçekten
olumlu bir devlet adamı potansiyeli var Çömez’de. İleriki yıllarda adını daha çok duyarız gibime
geliyor.
Meral hanım niye kalktı. Neden oturdu. Geride kalan beşli masa hop oturdu hop kalktı. Bunları
yazmayacağım bunlar sıradan kahve muhabbeti.
Anlaşılan o ki, Meral Hanım daha masaya otururken bazı taahhütlerle oturdu. İttifak olacak mı
evet olacak. Ancak Tek şart Kemal Kılıçdaroğlu’nu başkan adayı yaptırmamaktı. Neden diye sorup
yanıt verdiğinizde gerçeğe yakın ip uçları bulabilirsiniz. Ben her ihtimali değerlendirdim. Ancak Kemal
Kılıçdaroğlu’nun kazanamayacak aday olma bahanesi adı üzerinde bir bahane. Asıl amaç onun Başkan
adayı olmaması. Neden?
Çünkü adam söz verdi. Çalınan tüm paraları tahsil edeceğim dedi. Köprüleri hastaneleri
devletleştireceğim dedi. Bahaneye dönecek olursak. Ekrem İmamoğlu’nun aday olma şansı yok.
Önüne hukuk engeli kondu. Mansur Yavaş’a gelince. İyi adam, hoş adam, dürüst adam ama Erdoğan
karşısında kazanma şansı hiç yok. Peki, Neden?
– Kürtler ve sol yapılar olumlu bakmıyor.
Diğer yandan partilerin Cumhurbaşkanı adaylarını kendi partileri belirler. Bu ayrıca siyasi bir
nezakettir, siz hiç eski seçimlerden önce anket firmalarının Tayyip Erdoğan’a AKP’den muhalif olarak
aday gösterip onlar için anket yaptığını gördünüz mü? Ben görmedim.
Bu siyasi nezaketsizliğin üstünü örtmek için kazanacak-kazanamayacak aday polemiği yaratıldı.
Sonuç olarak diyorum ki: Meral Akşener İktidar karşıtı olarak var oldu. CHP ile ittifak olunca
tsunami gibi çoğaldı. Bu memleket birliktelikleri seviyor. Bundan sonra yapılacak tek iş. Sözlerimize
demeçlerimize dikkat edeceğiz. Uzaktan da olsa tekrar birbirimizi seveceğiz.
Öyle bir duruma geldik ki dostlar.
Muhalefet, muhalefetin külüne muhtaç.
Aklımızı kullanalım.
Sağduyulu kalalım.
Birbirimizi kucaklamadan bu travmaları atlatamayız.
Bir dahaki sefere daha neşeli fıkralı yazılar düşünüyorum. İçimizde depremin acısı geçmedi henüz.
Büyük acılar yaşadık. Yüce Tanrı milletimizi korusun.