M Ü S L Ü M A N K A D I N L A R I M I Z… V E T E S E T T Ü R
Laik yobaza sorarsan , nedir “tesettür” diye . Başlar , benim anam ve ninelerin Anadolu insanıdır , hepsi başlarını yaşmakla örterlerdi , diye anlatmaya !..Kendisi de yalancıktan bu durumdan istifade etmeye çalışır . Aslında tesettürü hiç ama hiç tasvip etmediği halde öyle görünmeye çalışır .
Bir taraftan da “Modern Batı Kadını gibi giyinmeleri varken nedir o öcü gibi , gözleri hariç vücudunu bir takım örtülerin içine sokmak , bir takım örtülere bürünmek de ne oluyor öyle!” diye ileri – geri konuşmaktan da geri durmazlar !..
Bu tesettür düşmanlarına , bu konuda İslâm kadınlarının tesettürlü oluşlarına azmedemeyen güya ileri görüşlü , modern kadın olma iddiasında olan dolayısıyla din düşmanı kadınlara iyi bir cevap verme bakımından Ahmet Aygül’ün “Başörtüsü İnkarı ve İstismarı” yazısından alıntı yaptığım aşağıdaki paragraf kafidir , ayni zamanda örtünen kadınların haya duygusunu ön plana çıkarmalarına tahammül edemeyenler , kadınlarda açık –saçıklık , baldırı – bacak teşhiri arayanlar , kadınlık şiarını ayaklar altına alarak , saç – baş açarak , dar ve incecik kıyafetlerle kadını şehvet kumkuması gibi sokağa atmak mı amaçları !..Alıntı yazı şu :
“ Ha bir de başörtüsü neyse de şu türban kötü niyetlidir . “Rahibe kıyafeti , bir de Sümerlilerde fahişeler giyinmiştir .” diyenler vardır ki , bunlar bu kesimin en zavallıları yerindedir. Çünkü böyleleri ; başörtüsü düşmanlığının ne denli haksız ve dayanaksız olduğunun bilincindedir , ama vicdanlarını bastırmak ve kendilerini temize çıkarmak için , maalesef böylesine gülünç ve iğrenç durumlara düşmektedirler .”
Bir de tesettürü modaymış gibi algılayanlar . Giyim – kuşamlarıyla bunu ispatlıyorlar . bunlar türedi Müslümanlar olarak görülebilinir . Ayaklarında nalçalı yüksek topuklu ayakkabılar , bütün vücut hatlarını teşhir eden daracık pantolonlar , kısa kollu fistanlar , başlarında rengarenk eşerplarla ; yürürken Amerikan kovboyları gibi takırtılar çıkararak , kırıta kırıta yürümeler !..
Deve hörgücü gibi sıkma bir baş , başını arkadan geriye doğru uzatmalar ; ön kısmıyla arkası bir ok gibi , ayrıca boyalı tırnakları ve boyalı dudakları , uzatılmış kirpiklerle dizayn edilmiş güya tesettürlü bir Müslüman kadını !..Vay be ne yazık !..
Türbandır , baş örtülüdür , yok tesettürlüdür .. almış yürümüş gidiyor !..Neyin nesidir , araştırmadan , öğrenmeden daha küçükten itibaren kızları sarıp – sarmalarla ; nasıl bir Müslüman hanımını ortaya koyuyorsunuz !..Neyin nesidir bu giyim tarzı kadınlarda !..
Bu konuda herkesten bir ses çıkıyor , Müslüman kadınlarının giyimi hakkında konuşanlar dolu . Bir de bakalım Kuranı Kerim ve Peygamberimiz ne buyuruyorlar bu hususta :
“ Ey Peygamber !..Eşlerine , kızlarına ve mü’minlerin hanımlarına : İhtiyaç için dışarı çıktıkları zaman dış örtülerini , cilbaplarını üstlerine almalarını söyle . Tanınması ve incitilmemesi için en elverişli olan budur . Allah bağışlayandır , esirgeyendir “.(Ahzap 59)
“Mü’min kadınlara da söyle : Gözlerini harama bakmaktan korusunlar ; namus ve iffetlerini esirgesinler . Görünen kısımları müstesna olmak üzere , ziynetlerini teşhir etmesinler .” Başörtülerini yakalarının üzerine kadar örtsünler . Ziynet yerlerini kendi kocalarından , babalarından , kocalarının babalarından , kendi erkek kardeşlerinden , kendi kardeşlerinin oğullarından , kız kardeşlerinin oğullarından , kendi kadınlarından , kölelerinden , erkeklik duygusu kalmayan hizmetçilerden veya henüz kadınların gizli yerlerine muttali olmayan çocuklardan başkasına göstermesinler . Gizleyecekleri ziynetleri bilinsin diye yürürken ayaklarını da yere vurmasınlar .”
“Ey mü’minler ! Hepiniz Allah’a tövbe edin . Böylece korktuğunuzdan emin umduğunuza nail olasınız “.(Nur 31)
“Ay halinden kesilmiş ve evlenme için ümidi kalmamış olan yaşlı kadınlar , ziynet yerlerini erkeklere göstermemek şartıyla dış elbiselerini bırakmalarında onlar için bir sakınca yoktur . Bununla birlikte yine de sakınmaları kendileri için daha hayırlıdır “.(Nur 60)
Şimdi de Rasûlü Ekrem Efendimizi dinleyelim :
“Cehennemliklerden kendilerini dünyada henüz görmediğim iki grup vardır : Biri sığır kuyrukları gibi kırbaçlarla insanları döven bir topluluk .
Diğeri giyinmiş halde çıplak görünen ve öteki kadınları kendileri gibi zorlayan ve başları deve hörgücüne benzeyen kadınlardır . İşte bu kadınlar Cennete giremedikleri gibi şu kadar uzak mesafeden hissedilen kokusunu bile alamazlar .”(Müslim)
Bu gibiler “giyinmiş çıplaklar” süslü gezmek için giyinirler , cazip vücut hatları tiril tiril gözüken , dar giyinen çıplaklardır .
Bu gün bir çok Müslüman kadın , tesettürden uzak bir takım giyinişler içinde dar pantolon , daracık renkli elbiseler , vücut hatlarını teşhir eden , moda rezaleti esen elbiseler giymekte , dudaklar , kirpikler boyanmakta , tırnaklar ojelenmekte ayrıca nalçalı , yüksek topuklu ayakkabılar tercih edilerek sükse yapılmaktadır . Bunlarla yürürken herhalde dikkat çekmek için olacak topuklar küt küt ses çıkararak yürünmektedir . Hele rengarenk eşarplarla deve hörgücüne benzeyen örtülü , sarılı başlarla , Müslüman kadının giyinişi , tesettürü olmaz!..
Tesettürlü geçinen bu Müslüman kadınları , nasıl kapanacaklarını , nasıl tesettürlü olacaklarını bilmiyorlar , ya da moda rezaleti havasına kapılarak bilmeyerek kendilerini soytarıya çeviriyorlar !..Peki hani edebiyle tesettüre bürünmek , sade giyinmek nerede ?..
TESETTÜR , ALLAH’IN BİR EMRİ , MÜSLÜMAN KADININ ŞİARI , ŞAHSİYETİNİN BİR KİMLİĞİDİR .
İslâm’da tesettür bir örtünmedir . Müslüman kadınların vücut hatları gözükmeyecek şekilde giyinecek , elleri ve yüzleri hariç , diğer yerleri avrat mahalli sayılmaktadır . Kapanan kadınların :
Elbiseleri , vücut hatlarını gösterecek şekilde ince olmamalı ,
Elbiseleri , dikkat çekecek kadar , lüks , alaca bulaca renkli olmamalı,
Elbiseleri vücut hatlarını sarmalamış , daracık , ince , allı-pullu renkli , dikkat çekecek şekilde olmamalı .
Allah Teâlâ , Araf Suresi’nin 26. Ayetiyle uyarır :
“Ey Âdemin evlatları !..Bakın size edep yerlerinizi örteceğiniz giysi , süsleneceğiniz elbise indirdik . Fakat unutmayın ki , en güzel elbise , takva elbisesidir . İşte bunlar , Allah’ın ayetlerindendir . Olur ki , insanlar düşünür de ders alırlar “
Allah’tan ittika ederek haya duygusuyla , büyük emre uymakta olan Müslüman kadınlar , bunun bilincinde olarak namuslarının korunmasının ilk şartı muvacehesinde örtünecekler , şatafata kaçmadan , sade , dikkat çekmeyen elbiselerle eller ve yüz hariç kapanacaklar . Allah’ın emri olan tesettürde, taassup aklıyla , moda şeytanlığı ile değil de inanç saffetiyle muhsine kadınlar olarak hareket ederek , samimiyet ve ihlâsla örtünecekler , bu şarttır .
Namusu korumak ürtüye mi kaldı ki , esas namus mefhumu beyindedir , öyle sarılıp sarmalarla namus korunmaz , diyen art niyetli şuursuz kişiye cevap olarak denir ki :
“YA HAREKET VE TAVIRLARIYLA , YA TİRİL TİRİL İNCECİK , RENGÂRENK , DARACIK GİYİMİYLE SOKAKLARDA DOLAŞAN KİŞİ , BEYNİ OLSA DA NAMUSUNU KORUMA ZEMİNİ BULABİLİR Mİ ?” NAMUS MEFHUMUNU SADECE BEYİNDE ARAYANA , BUNUN TAHRİK GÜCÜ ÖN PLANA ÇIKMIŞ OLSADA HA !..
Erkeklerin de haya duygusunu göz önüne alarak göbekten diz kapağına kadar örtünmesi şarttır . Yani erkeğin göbekten diz kapağının altına kadar olan kısım , avret yeridir .
Allah Örtünme hususunda Peygamberleri vasıtasıyla kadınları uyardığı gibi Nur Suresinin 30. Ayetinde erkekleri de uyarır :
“Mü’min erkeklere söyle , gözlerini haramdan sakınsınlar , ırzlarını korusunlar . Bu davranış onlar için daha nezihtir , daha paktır “
Bu çağda , bu devirde kılık –kıyafet bu şekilde tesettür diye olmaz , bağnazlıktır bu . modern kadın ve erkek giyimleri varken Türk kadın ve erkeği bu şekilde giyinemez , yobazlıktır bu .
Öyle mi..?
“ Siz diğer kadınlar gibi değilsiniz , yabancılarla yumuşak konuşmayın , kalbinde fesat bulunanlar , kötü ümide kapılır . Evlerinizde oturun , eski cahiliye kadınları gibi açılıp saçılmayın”(Ahzap32-33)
Rasûlü Ekrem Efendimize , Mi’rac’ta Cennet ve Cehennem gösterildi : Cennetin ekseriyeti fakirlerle doluydu , ya Cehennem , orasını da ekseriyet olarak daha çok kadınlar doldurmuştu . Peki , bu kadınların neydi suçları da orayı doldurmuşlardı . Buna bir kaç misâl verelim , Peygamber Efendimiz , Cehennemde gördüğü kadınları altı grup olarak anlatıyor :
1 – Bir kadın gördüm , saçlarından asılmış , feryat diyordu . Saçını örtmemiş , üstelik saçını örtmek marifet mi , demesinden .
2 – Bir kadın gördüm , dilinden asılmış , ağzından katran dökülüyordu . sebep , kocasını diliyle bezdirmiş , işkence etmiştir .
3 – Bir kadın gördüm , ayakları göğsüne , elleri başına bağlanmış , çevresinde yılan ve akrepler dolaşıyordu . Buna gusletmek , hayızdan temizlenmek zor geliyordu ve hafife alıyordu . Üstelik cünüp geziyor , namaza hiç yaklaşmıyordu .
4 – Bir takım kadınlar gördüm , saçlarından asmışlardı . Cehennem bekçisi Malik’e sordum , kim bunlar ?
Malik :
5 – Bunlar , mahrem yerlerini ve saçlarını örtünmeyip yabancı erkeklere gösterip kocalarından başkasına ziynetlerini açarak zina teşvikçileri olarak kocalarına eza ve cefa edenlerdir .
6 – Başı domuz , gövdesi eşek gövdesi gibi olup cezalananlar , saçını , başını süsleyip , açık saçık dar ve incecik renkli elbiseler giyerek vücut hatlarını belli ederek bir çok cilvelerle yabancı erkeklerin gönlünü çeken kadınlar , saçlarından asılarak , beyinlerine kaynar sular dökülerek işkence görmekteydiler ?
Bu hususta Allah’ın uyarısı , birden bire , zina etmeyin , değil de zinayı hazırlayacak , davet edecek sebepleri ortadan kaldıracak yaklaşımlara dikkat çekiyor . Yani zina ortamını hazırlayacak , zinaya teşvik edecek nahoş hareketlere şiddetle uyarma yapıyor : Ey Müslümanlar !..ZİNAYA YAKLAŞMAYINIZ..Yani zinaya davetiye çıkaracak menhiyattan uzak durunuz tembihatıyla !..
Rasûlü Ekrem bir Hadisi Şeriflerinde uyardı :
Ey kadınlar topluluğu!..Sadaka veriniz , günahlarınız çok , tövbe ediniz . Çünkü ben , Mi’raç gecesinde Cehennemdekilerin çoğunu sizin teşkil ettiğini gördüm . Kadınlardan biri sordu :
Biz neden Cehennemliklerin çoğunu teşkil ediyoruz ?
Rasûl cevap verdi :
Çünkü siz , çok lanet ve beddua ediyor ve kocalarınızın iyiliklerini unutuyor , onlara hizmette kusurlu davranıyorsunuz !..
Evli Müslüman bir kadının kocasına bağlılığı ve itaati hakkında bir misal:
“Evliliği boyunca , alkolik kocasına hizmette kusur etmeyen , sabır şahikası gösteren İslâm kadınının , her zamanki gibi adamının sarhoş yatarken karısından su istemesi fakat aksilik ya evde su bulunmaması , kadının su temini için gidip – geldiği sırada alkolik kocasının sızdığını görünce kadıncağız su kabı elinde kocası uyanır , diye başucunda ayakta beklemeye başlar , uzunca bir zaman sonra uyanan adam :
– Heyulâ gibi ne bekliyorsun başımın ucunda ayakta öyle !..
Kadın çekinerek cevap verir :
– Şey efendim , eve gelince su istemiştin , o anda evde su yoktu . Ben su almaya gidince , uyumuşun , belki uyanırsında suyunu veririm , diye bekliyorum !..
Adam o anda kendine gelir ve doğrulur :
– Vay be , yıllarca bana tahammül eden , hizmette kusur etmeyen , benim kahrımı çeken böyle bir karım varmış da ben farkına varmamışım , bundan sonra bu zıkkımı bırakıyor ,ağzıma bir damlasını bile koymayacağıma söz veriyorum , diyerek karısının ellerine sarılarak içkiyi terk ediyor , tövbe ediyor !..
İşte bu davranış , evlilikte kadının kocasına saygıyı , bağlılığı , itaati ve hizmeti gösterme bakımından anlayana küçük misaldir !..
BÖYLECE EVLİLİK BAĞINA RÂM OLAN , BU KADININ ÖRNEK DAVRANIŞINI , MÜSLÜMAN SALİHA KADINLARI NAMINA KUTLAMAK LAZIMDIR !..