KRAVATLI HIRSIZLAR
KRAVATLI HIRSIZLAR
Geçenlerde sanayideki bir esnaf lokantasında çorba içerken önümdeki masada hararetli bir konuşmanın bir kısmına da kulak misafiri oldum ister istemez.
Masadaki ustalardan biri bu koyu sohbetleri esnasında karşısındaki muhatabına, “İstanbul’daki kardeşi ise kravatlı hırsız” diye birinden bahsediyordu.
Sohbetin konusu nedir, kimlerden bahsediyorlardı, kim için “kravatlı hırsız” tabirini kullandılar bilmiyorum, hiçbir fikrim de yok. Bir kısmına kulak misafiri olduğum bu konuşmadaki dikkatimi çeken sadece “kravatlı hırsız” tanımlaması oldu. Bu tanımlama bana yıllar önce okumuş olduğum ve aşağıda sizlerle de paylaştığım “Kravatlı Hırsızlar” başlıklı bir yazıyı hatırlattı ve bundan esinlenerek bu yazıyı yazmaya sevk etti.
Bu olay gerçekten yaşanmış mıdır yoksa kurgu mudur bilmiyorum ama kıssadan hisse babında ve verdiği mesajlar bakımından daha önce okumayanlar ve bu anekdotu duymamış okuyucularımız için paylaşalım. Kimlermiş bu kravatlı hırsızlar ve neyi nasıl çalıyorlarmış?
Amerika’nın New York şehrinde bir soygun sırasında hırsız banka içindeki çalışanlara bağırdı: “Kıpırdamayın! Para devletin, hayatınız da sizindir. Herkes sessizce uzansın.”
“Buna anlık akılla ikna denir. “
Hırsızlar çalmayı bitirince üniversite mezunu olan en genç hırsız, ilkokul mezunu en yaşlı olan hırsıza dedi ki: “Kaç para aldık sayalım.” Liderleri olan yaşlı hırsız bozuldu ve ona dedi ki: “Aptal mısın? Bu çok para ve saymamız uzun sürer, bu gece ne kadar para çaldığımızı haberlerden öğreneceğiz!”
“Bunun adı tecrübe.”
Hırsızlar bankadan çıktıktan sonra banka müdürü şube müdürüne dedi: “Polisi çabuk ara.”
Lakin şube müdürü ona dedi ki: “Bekle 10 milyon dolar alıp kendimize saklayalım. Daha önce zimmetimize geçirdiğimiz 70 milyon doları da ekleyelim.”
“Buna akışına yüzmek ve durumu lehine çevirmek denir.”
Banka müdürü dedi ki: “Yani her ay soygun olsa çok iyi olur…”
“Ve buna çok ileri gitmek denir”
Ertesi gün haber ajansları bankadan 100 milyon dolar çalındığını bildirdi!
Hırsızlar parayı tekrar tekrar saydılar. Her seferinde miktar 20 milyon dolardı. Hırsızlar çok sinirlendi. 20 milyon dolar için hayatlarını riske attılar.
Banka müdürü suya sabuna dokunmadan 80 milyon dolar aldı. Maskeli hırsız ile kravatlı hırsız arasındaki fark bilgiydi.
“Bunun da adı bilgi altına eşittir “
Banka müdürü milyoner olduğu için gülümsüyordu. Borsadaki tüm kayıplarını bu soygunla telafi etmişti.
“Bunun adı da risk almaktır.”
Gerçek hırsızlar çoğunlukla yüksek rütbeli olanlardır. Ama “hırsız” olarak tanınanlar hep ev ve cüzdan hırsızları olacaktır.”
Hırsız deyince genellikle aklımıza ev, iş yeri, araba vs. çalan; maskeli, eldivenli, kötü giyimli, polisiye tabirle adi (basit) hırsızlar gelir ancak gerçek, büyük ve tehlikeli hırsızları aslında takım elbiseli, kravatlı, sahip oldukları mevki ve makamı şahsi menfaat, hırs ve ihtirasları istikametinde kullanan, hak ve adalet duygularından yoksun politikacılar, bürokratlar, iş adamları gibi üst seviyeleri ve rütbeleri işgal eden kişiler arasında görmekteyiz.
Malumunuz üzere önümüzdeki Pazar günü Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri olacak. Yeri gelmişken bir başka hırsızlık çeşidi olan, siyasi parti liderlerinin ve mensuplarının birbirlerini itham ettikleri “oy hırsızlığına” da dikkat çekmekte fayda var.
Fransız yazar ve filozof Voltaire’in şu tespitiyle yazımızı bitirelim: “Sıradan hırsız paranızı, cüzdanınızı, bisikletinizi çalar. Politik hırsız ise geleceğinizi, hayallerinizi, bilginizi, eğitiminizi, sağlığınızı, gülümsemenizi çalar. İkisi arasındaki fark; sıradan hırsız sizi seçer, siyasi hırsızı ise siz seçersiniz.”
Öyleyse, herkes oy kullanırken, bunu dikkate alarak seçimini yapsın lütfen.