Aralık ayı denildiği zaman akıllara “İnsan Hakları” gelmektedir. Daha 3 gün önce kutlanan insan hakları günü, insan hakları ihlal günü olmuştur.
İnsan hakları denildiğinde de yine akıllara; tüm insanlığın ihtiyaç duyduğu en hayati kavram olan ”ADALET” gelmektedir. Binlerce yılın bilgeliği bize şunu öğretti ki; adalet devletin temeli ve özüdür. Adaletten ve hukuktan saptığımız ölçüde kendimizi bir belirsizliğe ve karanlığa mahkûm ediyoruz demektir.
Yine insan hakları kutlamaları yapılırken , dünyanın dört birtarafında zulüm ve insan hakları ihlalleri kol geziyor.
Maalesef güya medeni dünya sadece selfi çekme derdinde. Gerçeklerle yüzleşme derdinde değil.
Vicdanı olan her yüreğin bu kadar zulme sessiz kalması mümküm değildir.
Peygamber Efendimiz ( sas) bir kötülük gördüğümüzde gücümüz neye yetiyorsa onunla düzeltmenizi emrediyor. En azından bir duruşumuz olmalı, sesimiz çıkmalı.
O bakımdan günlerdir, zulmü ve zalimi telin etmek için camileri, meydanları doldurup haykıran kardeşlerimizi tebrik ederim.
Tabiki bu ses önemli.
Ama zalimlik yapanın mallarını almayıp, Topyekun BOYKOT yapmamız şarttır.
Tüm mazlum coğrafyaların umudu, Türkiyemizda, boykotumuz önemlidir. Devletimizin de, zalim Çin yönetimine karşı net bir tavır sergilemeye davet ediyoruz. Zalim Çin yönetimine karşı mücadele verenlerin de terörist ilan edilmesi yanlışından da biran evvel dönülmesini tavsiye ediyoruz.
Yeryüzünde huzur ve barış isteniyorsa, tüm mazlumların ve tüm mazlum coğrafyaların kurtuluşu isteniyorsa, mutlaka ama mutlaka istisnasız, tüm İslam ülkeleri, ABD, İngiltere, Avrupa Birliği ve İsrail güdümünden uzak politikalar üretmek zorundadır. Dünyanın herhangi bir yerinde bir insanımızın haksızlığa uğramasını istemiyorsak bunun yolu D-8’in canlandırılmasından, islam Birliğinin kurulmasından geçer.”
Bugün zulme sessiz kalanlar şunu unutmasınlar ki zulüm ebedi olamaz, kötülük mutlaka hüsrana uğrayacaktır.”
Ve Allah nurunu mutlaka tamamlayacaktır.
Zalimler için yaşasın cehennem.
İlgili