Dolar 38,4149
Euro 43,7601
Altın 4.095,06
BİST 9.432,55
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Tekirdağ 17°C
Az Bulutlu
Tekirdağ
17°C
Az Bulutlu
Paz 16°C
Pts 15°C
Sal 17°C
Çar 18°C

KENDİNİ BİLMEK ÜZERİNE (1)

İnsanoğlu akıllı ve meraklıdır.
Sahip olduğu akıl(Kavramsallaştırma,üstün zekâ vb) ve merak(Sorgulama yetisi) sayesinde cümle mahlukatın arasından sıyrılmış ve öne geçmiştir.

Dünyada yaşamı sürdürme isteği sonucu Bilim,Kültür,Sanat, Devlet, Medeniyet,Hukuk,Teknoloji ve Sanat gibi pek çok üretim insanın akıl ve merak gibi özelliklerinin mamülüdür.

Barınma,Güvenlik,Gıda ve Hayatta Kalma gibi konularda önüne çıkan problemleri aşma isteği ve yeteneğiyle dünyanın da hakimi konumuna gelen insan aslında en büyük problemin KENDİSİ olduğunu daha erken devirlerinden itibaren görmeye başlamıştır.

Hiç bir kutsal kitap yoktur ki insandan başka bir canlıya gönderilmiş olsun.

Atom bombaları yaparak şehirleri veya dünya savaşları çıkararak büyük nüfusları yok etmek cümle varlık içinde yalnız insanın kayıtlarında var.

Akıl ve merak yeteneği sayesinde Nizam Kurucu Yegane mahluk olma payesini rakipsiz elinde bulunduran insan dünyada yaşamını kâh imar ederek sürdürmüş kâh tarumar ederek…

Yeryüzünden gelip geçmiş tüm medeniyetler objektiflerini önce dünya ve uzay gibi dış evrene sonra ise problemin asıl kaynağına,insana yani iç evrene çevirmişler.

Asıl meselenin insan olduğunu kavrayan tüm insanlık gemisi kaptanları KENDİNİ TANIMA denizinde yol almış ve KENDİNİ BİLME limanına demir atmayı esas almıştır.

Bundan belki binlerce yıl evvel Eski Yunan döneminde Delphi Tapınağının kapısına altın harflerle KENDİNİ BİL diye yazıldığını hepiniz bir yerlerden okumuş olmalısınız.Kendini bilmek altın değerinde…

İnancımızın en latif yorumlarından olan Tasavvuf okullarında (Tekkeler, Dergahlar,Hankahlar) en zirve bilginin bu olduğu öğretilir.Men arafe nefsehu fekad arafe Rabbehu.Nefsini bilen Rabbini de bilir.
Kendini tanıyan Tanrıya bir yol bulur.

Budizm gibi Uzakdoğu öğretileri tamamıyla insanın öz benliğine ulaşma cehdi temeline oturur.

Dikkatini dışarıdan yavaş yavaş içeriye doğru çekmeye başlayan insan için artık çok uzun soluklu/belkide sonsuz bir yolculuk başlamış demektir.

Akıl ve merak artık içe yönelmiş ve artık ancak ruhun ilerleyebileceği bir kapı açılmıştır.
İnsan bugüne dek dışındaki şeylere yöneldiği için kendine ne kadar yabancı kaldığının şaşkınlığını yaşasa da “Bir ben vardır bende benden içeri” esrarının perdesini ruhunun ellerine vererek aralamaya başlamıştır.
Dışarıda aradıkları arasında para,şan,şöhret,konfor ve buna benzer şeylerin sahte mutluluklarını bulur.
Dışarıda aradıkları arasında ne kadar çırpınsada bir şeyi asla bulamaz:HUZUR…

İnsan ancak kendini bilmeye başladığı zaman Huzurun kokusunu alır.Burası aynı zamanda insanın anlam arayışının başladığı yerdir.
İnsanın anlam arayışının başladığı yerde onu huzura kavuşturacak keşiflerin hiçbirinde para geçmez, makam kurtarmaz ve büyüklenmek ilerletmez.

Anlar ki evvelce uykudadır ve şimdi uyanmıştır.
Uyanınca MÂNÂ ona merhaba der.

“Cânıma bir merhaba sundu ezelden çeşm-i yar/Öyle mest oldum ki gayrın merhabasın bilmedim.”(Ahmet Paşa)

Burası insanın yeniden doğduğu demdir.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.