K O R O N A V İ R Ü S B E L Â S I
KUL ŞAŞMAZSA, ALLAH BELÂ GÖNDERMEZ !.. Amenna.
Ey kullar !.. Burada Müslüman kullar, kafir kullar, diye ayırım yapmıyoruz !..
Müslüman kullar, dünyadaki hangi batıl inançta olursa olsun; diğerleriyle beraber sapıtmış, baştan çıkarak insanlık haysiyetini kaybetme yollarına dalmış, gayri meşru yaşayışlara kendini kaptırmış kulluk vasfında olanlar.. Bu koronavirüs belâsı size !..
Şimdi siz, dünyanın neresinde olursanız olun, siz ezelde Allah’la beraber “İlâhi Ahidnâme”ye kul olduğunuzu onaylayan imzanızı atmadınız mı ?.. Hani ezelde sizi yarattıktan sonra ruhlarınızı “İlâhî” huzuruna toplayıp, ilerde verdiğiniz sözden dönmeyeseniz, caymayasınız diye sırtlarınızdan sulplerinizi, zürriyetlerinizi almış, onları kendi nefislerinize karşı şahitler kılmıştı da :
Allah-u Teâla devam ederek:
“ELESTÜ Bİ RABBİKÜM” = “Ben sizin Rabbiniz değil miyim” diye sormuştu.
Siz de hiç tereddütsüz Ademoğlu yani kul olarak:
“KALÛ, BELA” = “Evet , bilâkis Rabbimizsin, diye tasdik ederek demiştiniz”
TASDİK ETTİNİZ DE sizi yeryüzüne: Amerika’lısı, Rus’u, Çin’lisi, Afrika’lısı, Slavakyalı’sı İtalyan’ı, Fransız’ı, Acem’i, Hindu’su, Zenci’si , Arab’ı , TÜRK’Ü vesaire ırklar olarak dağıttı. MİSAKINIZI unutmayınız, kulluğunuza devam ederek Allah’ı bir bilmeliydiniz, tek tanımalıydınız; sizi belli bir süre sonra geriye çağıracağını da bilmiş olmalıydınız!..
Yeryüzüne dağıtılan bu toplumlar, kulluk vasıflarını kaybederek bozuldular. Hırslar, ihtiraslar; çağların inkişafları, makineler bunları esir aldı. İnsan insanın kurdu oldu !.. Bu bozulma, bu soysuzlaşma nereye kadar böyle devam edecektir ?..
Bütün bu gidişata bu bozulmalara karşılık, Yüce Allah’ın varlığı, birliği; her şeyin sahipliği unutuldu !.. KUL olarak O EBEDİ ve EZELİ MUAZZAM KUDRET niye unutuldu ?..
Bu unutmalara, bu bozulup yoldan çıkmalara karşılık, deprem felâketleri, dünyayı kasıp kavuran yayılmacı KORONAVİRÜS BELÂSI BOŞUNA DEĞİL !..
Ayrıca bazıları“İMAN ETTİK” demekle başıboş bırakılacaklarını da zannetmemeliydiler !..
“BAŞINIZA GELEN HERHANGİ BİR MUSİBET, KENDİ ELLERİNİZLE KAZANDIKLARINIZ YÜZÜNDENDİR. BUNUNLA BERABER ALLAH YİNE DE ÇOĞUNU AFFEDER” (Şurâ 30)
Hak diliyle devam edelim, derse ki, Allah zü’l-Celâl: Kulluk için İLÂHÎ MİSAK’ınızı unutup sadece “İMAN” ettik demekle başıboş, sahipsiz bırakılacağınızı zannederek yanıldınız.
Size kulluğunuzun gereği “KURTULUŞ REÇETESİ” ni Peygamberleriyle her topluluğa ayrı ayrı göndermişti. O reçetede Allah’a söz verdiğiniz kulluk yoluna devam edeceğinizi, şeytanın yoluna girmeyeceğinizi katiyetle belirtmiştiniz. Peygamberlerinin önderlik ettiği kurtuluş yollarını öyleyse niye terk ettiniz ?.. Allah, dünyada Peygamber göndermediği hiç bir topluluk bırakmamıştır.
KUL ŞAŞMAZSA, ALLAH BELÂ GÖNDERMEZ !.. ŞAŞMALARIN SONUNDA, BELÂLAR ŞU ŞEKİLDE SIRALANIR:
– Size, çaresizmiş gibi çeşitli mikrop belaları, bilhassa “Koronavirüs”…
– Mallardan, servetlerden, yok etme, azaltmaları…
– Savaş, deprem, tabii afetleri, felâketleri… (FELAKET, KARŞILIK OLARAK VERİLİR!.. )
– Kuraklık, ürün kıtlığı … sel felâketleri…
– Tufan, çekirge sürüsü, haşerat bolluğu…
– Adaletsizliğinize, haksızlığınıza, eşitsizliğinize, ahlâksızlığınıza…
….…………………………………………………………………………………………………………………
SAKIN AAH, UNUTULMASIN ALLAH KULUNA ZULMETMEK İSTEMEZ, HERKESİN ÇEKTİĞİ KENDİ CEZASIDIR!.. AZMIŞLIĞA, KUDURMUŞLUĞA, SAPMIŞLIĞA, EZELDE KULLUĞA SÖZ VERİP DE BÜYÜK İHANETE KARŞILIK:
“Sizi mutlaka korku, açlık, mal, can, ürün eksikliği ile imtihan ederiz” De, buna rağmen şimdi siz:
1-Siz şimdi; Allah’ın helâl kıldığı envai çeşit nimetlerini terk edip çekirge, salyangoz, kurbağa, yılan, böcek, domuz, köpek, kedi etlerini kızartıp yemektesiniz.
2- İffet, zinaya götüren hayâsızlıkları irtikap etmekte, evliliklerde boşanarak gayri meşru yaşamaktasınız.
3-Bütün şiddetiyle menhiyat ve fuşiyatlarınız devam ederken; tövbelerinizi ve af dileyişlerinizi unuttunuz.
4- Kadın erkek benzerliğini tercih ederek ayni giyim – kuşama devam etmektesiniz.
5- Eşcinselliğin terviç edilmesini, normalleştirmeyi tercih etmektesiniz.
6- Saç – sakal, Allah’ın takdir ettiği cildinizi değiştirme, düzelttirme, vücudunuzun tamamını dövmelerle şekillendirmektesiniz.
7- İsraf, şöhret budalalığı, pahalı mal alma, lüks yaşama özentisi aymazlığı içindesiniz.
8-Kafeler, diskolar, barlar çılgınlıkları, o kucaktan kucağa atılmalar.
9-Tv lere, bilgisayarlara, akıllı telefonlara esir olarak râm olup kendinizi teslim etmeniz.
10- Faiz belâsı, kumar – içki müptelası, fuhuş, emeksiz kazanç, şans oyunları, gaspla elde ettikleriniz, yılbaşı çılgınlıklarınız.
11- Yeryüzünde bozgunculuk, fitne, koğuculuk, nemmamcılık etmeniz.
12- Aile birliği, karı – koca dengesizliğiniz, kıskançlık göstermemeniz, iffeti ayaklar altına almanız.
13- Aldanmışlık ve aldatılmış halindeki gençlerin evliliklerindeki temelsizlik, su gibi içki içilerek damatta sarhoş, gelin de sarhoş neticesinde gerdeğe girip şer üzerine kurulmuş bir aile bağı, bir kaç ay sonraki boşanmalarla hüsrana uğramalarınız.
14- Ana – baba olarak evlenmenin, yuva kurmanın, memlekete, millete iyi çocuklar yetiştirmek olduğunu idrak etmeniz gerektiğini bilmeniz ve yapmanız olduğunu vazife edinmemeniz.
15- Dini emir ve yasaklarda gevşeklik ve ilgisizlik içinde olmanız.
16- Zekat, ille de zekat… Fakirin hakkını gasp ederek vermezsiniz, sağ elin verdiğini sol elin duymayacak şekilde vereceğiniz sadakalarınızı esirgersiniz.
17- Zenginlerin şükretmelerini, fakirlerin sabretmelerini tamamen kaybetmişsiniz.
18-An’ane ve göreneklerde, mefahirlerde bigâne kalmalarınız.
19- Büyükleri, saymak, itibar göstermelerde gevşek davranırsınız.
20- Yakınlarınız, hısım – akraba arasındaki sıla-yı rahimi ve komşuluklarınızı hep unutmuşsunuz.
Devam ederken bu kadar bozulmalarla; emeksiz, sorumsuz, başınıza buyruk olarak, kimseye danışmadan, dünyadaki çılgınca yaşamanın vazgeçilmezi olmanın, getirisini – götürüsünü hiç düşünmeden, helâl mi haram mı hiç araştırmadan serbestçe sahiplenme aymazlıklarınız; bütün bunların ve her şeyin Sahibini unutarak her şeyde enelik yapmaya, serbestçe kalkışmanız, her şeye balıklamasına atlayarak, dalarak, neyi ispatlamaya çalışıyorsunuz ?.. Bir gün mutlaka O Sahibiniz tarafından hesaba çekilmeden başıboş bırakılacağınızı mı zannediyorsunuz!..
Yerlerin – göklerin ve mükevvenâtın sahibi, buna müdahale etmeyerek, bigâne kalacağını mı tasavvur ediyorsunuz !..
İŞTE KENDİ YAPTIKLARINIZLA “KORONAVİRÜS” FELÂKETİNE DAVETİYE ÇIKARMIŞSINIZ!
Mutlaka kulluğunun icaplarını kaybetmiş, sapıtmış, yoldan çıkıp gayri meşru yaşayışlara dalmış, şeytanın hilelerine aldanarak “Allah Yolu”nu terk etme emareleri gösteren, gafil kullarını uyarma babından, insandan insana bulaşan “KORONAVİRÜS” belasını, ibret almaları ve akıllanmaları muvacehesinde kullarına musallat etmiş olabilir !..
Ezelde, “MİSÂKI İLÂHİ”ye imza verdiğinizi ne çabuk unuttunuz, hâşâ Allah’ı Rabbilikten ve her şeyin sahibi olmaktan çıkardınız da, her musibet, her belâ, her felâketten kendinizi emin olarak mı gördünüz ?..
Kendi yaşayışınıza göre ALLAH ZÜ’L – CELÂL verdi de felâketleri, taun belası, veba, domuz gribi, kuş gribi, en tehlikelisi, insandan insana bulaşan KORONAVİRÜS’ü ve ayrıca mal, ürün kıtlığı, deprem, yangın, sel felaketleri, ölüm vakaları; kulunun hep sabrını, dayanma gücünü ölçmek içindir !.. Ayni zamanda bu belâlar, kulun kendi hataları yüzündendir , imtihan edilmekte, sabrı denenmekte olabilir !..
ALLAH KULUNA ZULMETMEZ, KULU DERHAL YERLERE KAPANARAK ALLAHA TÖVBE ETMELİ, YALVARMALI; BU SORUMSUZCA TERCİH ETTİKLERİNE, KEYİFLERE GÖRE, NEFİSLERE UYARAK , HER ŞEYİ MÜBAH GÖREREK ÇILGINCA YAŞAYIŞLARDAN DÖNMELİ, AF DİLEMELİDİR !..
HAYATI VE ÖLÜMÜ YARATAN BİR VE TEK ALLAH VAR, DÜŞÜNSENİZE; VELEV Kİ, İNANMIŞ VE İNKAR ETMİŞ OLSANI DA !..
Bu konuda bazı Âyet ve Hadislere bir göz atalım:
“Andolsun sizi biraz korku, biraz açlık, biraz da mallardan, canlardan ve mahsullerden yana eksiltme ile imtihan edeceğiz. Sabredenlere müjdele (Bakara 155)
Korku ile
Açlık ile
Mallardan azaltmak ile
Canlardan eksiltmek ile
Meyvelerden ile
Koronavirüs belâsı ile
“Sana gelen her iyilik Allah’tandır. Başına gelen belâlar ise senin kendi nefsindendir”. (Nisa79)
“Görmüyorlar mı ki, gerçekten onlar her yıl, bir veya iki defa belâya çarptırılıyorlar da sonra tövbe etmiyorlar ve öğüt alıp, ders çıkararak düşünmüyorlar” (Tövbe 126)
“Allah onlara zulmetmez. Onlar kendi kendilerine zulmedip ağır cezaları hak ettiler” (Nahl 33) Ayeti şiirleştirelim :
Hâşâ zulüm etmez kuluna hüdası,
Herkesin çektiği kendi cezası …
“….Beni tanımamak, nasılmış görsünler….” (Hac 42-45)
Hadislerden bazıları:
“Belâların en büyüğü Peygamberlere, sonra evliyaya, sonra diğer has kullara gelir” (Timizi)
“Her musibetin altında Allah’ın nice rahmet cilveleri vardır ki, o musibetin verdiği elemleri, acıları geçer, onları geride bırakır” (Kudsi hadis)
“Musibete sabretmeyip feryat eden, Allah Tealâ’ya isyan etmiş olur. Ağlamak, sızlamak bela ve musibeti geri çevirmez.”
“Başına bir musibet geldi diye hiç biriniz ölümü temenni etmesin. Mutlaka böyle bir şey temenni etmek zorunda kalırsa; Allahım, benim için hayırlı olduğu sürece beni yaşat, hakkımda ölüm olduğu zaman da beni öldür, desin.” (Buhari)
“Dünyada başa gelen belâyı nimet, dünyanın rahatını musibet saymayan, kâmil mü’min değildir.”
“Ateşin, altın ve gümüşün paslarını giderdiği gibi bir Müslüman’ın hastalığı da onun günahlarını giderir.”
“Mü’mine gelen her belâ günahlarına kefarettir.”
KAFİR KULLAR, MÜ’MİN KULLAR DİYE AYRIM YAPILMADAN, DÜNYA ÂLEMİNİ İSTİLÂ EDEN ÇEKİRGE SÜRÜSÜ GİBİ İNSANDAN İNSANA YAYILAN “KORONAVİRÜS” BELÂSI !..
Ama ezelde Allah’ın kulluğunu “İLÂHΔ anlaşmada söz vererek kabul edenler, sonradan inkar ederek kıvıranlar, küfre sapanlar müstesna:
“EY İMAN EDENLER ! SABREDEREK VE NAMAZ KILARAK ALLAH’TAN YARDIM DİLEYİN , ŞÜPHE YOK Kİ, ALLAH SABREDENLERLE BERABERDİR”(Bakara 153)
“ Ey Rasûlüm !..ŞAYET KULLARIM, SANA BENDEN SORARLARSA, GERÇEKTEN BEN ÇOK YAKINIMDIR. BANA DUA EDİNCE, DUACININ DUASINI KABUL EDERİM. O HALDE ONLAR DA BENİM DAVETİME KOŞSUNLAR VE BANA HAKKIYLA İMAN ETSİNLER Kİ, DOĞRU YOLA GİDEBİLSİNLER.” (Bakara 186)
ALLAH ZÜ’L-CELÂL BİZİ, KUSURLARIMIZI, KÖTÜLÜKLERİMİZİ, İBADETSİZLİKLERİMİZİ BAĞIŞLIYARAK, TEZ ZAMANDA KURTARSIN BİZİ BU BELÂDAN!.. Amin.
MUSİBET VEREN ALLAH, GİDERECEK DE ALLAH !.. Şüphemiz hiç yok.