Dolar 39,8993
Euro 46,8971
Altın 4.197,71
BİST 9.404,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Tekirdağ 30°C
Yağmurlu
Tekirdağ
30°C
Yağmurlu
Paz 27°C
Pts 28°C
Sal 29°C
Çar 28°C

İYİLİĞİN İZİ KALIR

İyiliğin İzi Kalır

Hayat bazen öyle bir noktaya getirir ki insanı, nefes almak bile bir çaba, bir meydan okuma halini alır. İşte tam da böyle bir zamanda, yolum Tekirdağ Şehir Hastanesi Radyasyon Onkolojisi bölümüyle kesişti. Bir köşe yazarı olarak kelimeleri çoğu zaman büyük bir özgüvenle sıralarken, bu kez hissettiğim derin minnettarlığı kelimelere dökmekte zorlanıyorum. Çünkü karşılaştığım şey yalnızca bir tedavi süreci değildi. Karşılaştığım şey, insan olmanın, insana dokunmanın ve insanı anlamanın en güzel haliydi.

Başta Dr. Asuman Önol Mirik olmak üzere, ışın tedavim süresince bana destek olan tüm ekibe… Sadece mesleki bilgileriyle değil, yürekleriyle oradaydılar. O koridorlarda atılan her adımda; bir sekreterin anlayışında, bir hemşirenin ses tonunda, bir uzmanın bakışında tarifsiz bir şefkat, bir içtenlik vardı. Sanki her biri sadece görevini yapan bir sağlık çalışanı değil de, bu hayatta insan kalmanın ne demek olduğunu hatırlatmaya gelmişti.

Volkan Demirci, Büşra Gönül, Merve Yağcıoğlu, Ümit Başaran, Şeyda Merve Aynagöz, Nisa Tosun ve Ümran Ergen… Radyoterapi Teknikerleri olarak yalnızca işlerini yapmakla kalmadılar; insanlığıyla, samimiyetleriyle, güler yüzleriyle ruhuma dokundular. Onların varlığı, tedavinin ötesinde bir şeydi: bir dost eli, bir umut ışığı, bir moral kaynağıydı.

Ben yorgundum, bitap düşmüştüm. Belki kelimelerim susmuştu ama onlar hep konuştular; bazen bir gülümsemeyle, bazen sadece sessizce dinleyerek. Umudu yeniden yeşerten bu insanlar, hastaneyi bir şifa mekânından öte, bir güven limanına dönüştürdüler.

Biliyorum ki bu ülkede pek çok iyi insan var ve iyilik sessizce yapılır çoğu zaman. Ama ben susmak istemedim. Çünkü iyilik, sadece yapılmakla kalmamalı; görünür olmalı, duyulmalı, örnek alınmalı. İnsanlar iyiliği ödüllendirmeli. Bugün bunu yapmak, bana iyi geleni bir başkasına umut olsun diye yazmak istedim.

Sevgili Dr. Asuman Önol Mirik ve kıymetli ekibi, sizler sadece bedenime değil, ruhuma da şifa oldunuz. İyi ki varsınız. İnsan kalmanın, kalabilmenin en güzel örneğisiniz.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.