Dolar 32,3119
Euro 35,0521
Altın 2.277,29
BİST 8.991,18
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Tekirdağ 21°C
Parçalı Bulutlu
Tekirdağ
21°C
Parçalı Bulutlu
Cum 20°C
Cts 23°C
Paz 23°C
Pts 24°C

İÇİMDEN GELDİĞİ GİBİ

“İÇİMDEN GELDİĞİ GİBİ
Kendi çizdiğim yolda ilerlerken, yolumu değiştirmemi isteyenler oldukça fazla. Ama ben bin bir entrikalar yapanın kim olduğunu biliyorum. Henüz bunu söylemek için erken, biraz daha beklemem gerek. Zaman; doktorun verdiği ilaçtan daha tesirli. Bir yudum zaman içiyorum zamana yolculuk yapıyorum. Geri döndüğümde kafam rahat her şeyi unutuyorum. Ve dostlarla bir çay içiyorum. Akşam olduğunda yoldan geçenleri seyrediyorum bir sürü insan var sebepsizce yürüyorlar. Ağaçlarda tüneyen guguşların mokurdanmalarını dinlemek için parka gidiyorum. Bir sürü evsiz parkı mesken edinmiş onlarla sohbet ediyorum. Hepsinin ayrı bir hikayesi var dinledikçe dertleniyorum. Koskoca şehir; acaba bu gün kaç aşk başladı ,kaç aşk bitti. Polis sirenleri hiç susmuyor şehir her zaman ki gibi vukuatta. Caddeler karınca sürüsü gibi sürekli hareket halinde. Ağlayanları görüyorum. Saba Tümer gibi sebepsiz kahkaha atanlarda var. Şehir karmakarışık kimin ne yaptığı belli değil. Düzen bozulmuş bir ileri iki geri. Eskiden abi bir ekmek parası derlerdi. Şimdi abi bir döner parası diyorlar, dilenmek bile sınıf atlamış. Haybeden geçinmek işte bu.

Vefasızlığın kitabı Vefa da yazılmadı ama kimin yazdığı da hiç bir zaman bilinmedi. O hep suskun kaldı. Radyoda çalan memleket türkülerini dinlerken, başından kurşunu yemiş Koreli Recep aga anlatıyor askerlik anılarını. Bu arada bir çay ver kahveci küspeli olsun, şeker verme birazcıkta acı olsun dedikten sonra birde bafra cigarasını yaktı mı değme gitsin keyfine. Yan tarafta Hüsmen aga gazoz içiyor, “ben anılarımı anlatsam te buradan tuna’ya köprü olur” diyor. Bir gün Hüsmen aganın da anılarını dinleyeceğiz. Dostlarla yapılan sohbete doyum olmuyor. Hemen yan masada oturan Süleyman abi; “bre hey duydunuz mu, Ahmet aganın çocuğuna kız kaçmış.” dedikten sonra, kapının yanında oturan mahallenin delisi; “desenize mahalleye çengi gelecek” dedi. Birden sala sesi duyuldu. Her ölüm vaktine esirdir. Süleyman abinin oğlu nefes nefese geldi. “Buba buba Arabacı Mustafa ölmüş” dedi. Recep aga, Hüsmen aga, Süleyman aga ve mahallenin delisiyle hep birlikte kalktık. Süleyman aga; “Mustafa İyi bir yol arkadaşıydı, iyi bir sırdaştı” dedi. Hüsmen aga; “çokta tersti beya” dedi.

Cenaze evinde sessizlik hakim, kimseden çıt çıkmıyor. Bütün mahalle Arabacı Mustafa için seferber olmuş durumda. İkindi namazına cenaze kaldırılacak. Cenazeye gelenlerin ilk sorusu “hastamıydı beya” dedikten sonra Arabacı Mustafa aganın secerisini herkes birbirine anlattı. Defin işlemi bittikten sonra Arabacı Mustafa aga bir saat sonra unutuldu gitti. “Ateş düştüğü yeri yakıyor” Bu şehrin mahallesinden bir Arabacı Mustafa aga geldi geçti gitti. Bundan sonra kalanlara hayat belkide eskisinden daha iyi devam edecek. Her şey üç gün, üç gün sonra hayat yine şen şakrak, insanoğlu her acıya dayanaklı olduğu gibi çokta unutkan.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.