İÇ SAVAŞLARIMIZ
İÇ SAVAŞLARIMIZ
Kötü bir huyum var. Dengesiz ve düzensiz beslenme. Hani çocuklar, elinde biberon ile dolaşır ya ben de elimde kahve fincanı, çay bardağıyla koşturur dururum. Sonuç; kan değerlerim düşmüş. İlaç takviyesi ile tedaviye başladık. Oysa biliyorum ki vücudumuzu oluşturan hücrelerin dengeli ve düzenli çalışması için besin öğeleri olan yağlar, karbonhidratlar, proteinler, minerallerden yeterli ve dengeli miktarda almamız gerekiyor.
Hayat bir yaşam savaşıdır. Bedenimizin de güçlü olması gerekir. Peki, ya ruhumuzun beslenmesine hiç dikkat ediyor muyuz?
Cherokee kabilesinin yaşlılarından biri, torunlarına eğitim vermektedir. Onlara içimde korkunç bir savaş var, der. Bedenimde yaşayan iki kurt arasında geçen korkunç bir savaş…
Bu kurtlardan birisi; korkuyu, öfkeyi, üzüntüyü kıskançlığı, pişmanlığı, açgözlülüğü, kibiri, küskünlüğü, acımayı ve suçluluğu, Diğeri ise; zevki, huzuru, sevgiyi, umudu, paylaşmayı, barışı, alçakgönüllüğü, nezaketi, dostluğu, merhameti ve inancı temsil etmektedir.
Aynı savaş, sizin içinizde de sürüyor ve diğer tüm insanların içinde… Çocuklar, anlatılanları anlamak için bir dakika düşünürler ve içlerinden biri büyükbabasına; “Hangi kurt kazanacak?” diye sorar. Büyükbaba, “Beslediğiniz!” der.
Evet dostlar içimizde hangi kurdu besler isek savaşı o kazanır. Bizi de kendi etkisi altına alır. Ruhumuzu beslemek için gerekli kaynaklar içimizde mevcuttur.
Lao Tzu’nun bir sözünü hatırladım şimdi.
“Başkalarını bilmek bilgelik, kendini bilmek aydınlanmadır”.