Dolar 38,8364
Euro 44,0277
Altın 4.150,50
BİST 9.398,93
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Tekirdağ 22°C
Parçalı Bulutlu
Tekirdağ
22°C
Parçalı Bulutlu
Çar 23°C
Per 26°C
Cum 25°C
Cts 25°C

HİÇLİĞİN SIRLARI

Hiçliğin Sırları

“Hiç” kelimesi, bizim dilimizde başka dillerdeki gibi sadece “yokluk” anlamına gelmez. Biz, bu küçük kelimeye büyük anlamlar yüklemiş bir milletiz. Çünkü “hiç”, sadece bir kelime değil; bazen bir sorgu, bazen bir umut, bazen de derin bir teslimiyettir.

Misal, bakkala gittiniz ekmek almak istediniz. “Ekmek kalmadı,” der bakkal. İşte o an, içimizde bir umut filizlenir ve sorarız: “Hiç mi kalmadı?” Çünkü belki bir köşe, bir kırıntı, bir şey vardır.

Evde musluğu açarsınız, su akmaz. Bir seslenirsiniz: “Sular akmıyor.” Anneden ya da bir büyükten gelir cevap: “Hiç mi akmıyor?” Çünkü damlayan bir damla bile olsa, o damla hayattır.

Biri size, “Seni sevmiyorum,” der. Kulağınız duyar ama kalbiniz kabullenmez. Sorarsınız: “Hiç mi sevmiyorsun?” Çünkü biz biliriz, “hiç”in içinde bir “belki” gizlidir.

Bu kelime, Türkçenin ruhunda umutla yokluk arasındaki ince çizgide durur. Aslında “hiç” deyip geçtiğimizde bile, onu umuttan bir önceki makamda konumlandırırız. Çünkü “hiç”, tam yokluk değildir; bir şeyin mümkün olabileceğini, az da olsa bir ihtimalin varlığını ima eder.

Tasavvufta da böyledir. Hiçlik makamı, insanın kendini sıfırladığı, nefsini yok ettiği, ama bu yoklukla aslında hakikate ulaştığı bir anlayışı temsil eder. Mevlânâ’nın, “Sen hiç ol ki, her şey olasın,” sözü tam da bunu anlatır. “Hiç” olmak, yoklukta varlık bulmaktır.

Ama bugün, modern hayat bize “her şey” olmayı dayatıyor. Daha fazla görünmek, daha fazla sahip olmak, daha fazla konuşmak… Oysa biz “her şey” olmaya çalışırken, “hiç” olmayı unutuyoruz. O unuttuğumuz “hiç”, bizi insan yapan özü barındırıyor.

Düşünelim bir an: “Hiç” diye sorduğumuzda, aslında neyi arıyoruz? Bir umut kırıntısı mı? Yokluğun içindeki varlığı mı? Yoksa kendimizi mi? Belki de “hiç” sorusu, hayatın bize sunduğu en sade ve en derin sorudur.

Ve nihayetinde, bir gün herkesin cevapsız kaldığı soruyu sormamız gerekir: “Hiçlik var mı?” Belki de bu sorunun cevabı, hiçliğin kendisinde saklıdır. Ama ne yapalım, “hiç” sorusunun cevabını ararken, biz yine “biraz da olsa” belki buluruz.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.