ESNAFA YAZIK DEĞİL Mİ ?
Bir yılı aşkın bir süredir dünyayı etkisi altına alan coronavirüs salgını yaşam biçimimizi değiştirdi. Yakınlarımızla uzak olduk, sosyal, sportif ve kültürel faaliyetler bitme noktasına geldi.Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de birtakım önlemler alındı. Maske, mesafe ve hijyen dendi. Ateşimiz ölçüldü, Hes kodu sorgulandı. Antikor testi, Pcr testi girdi hayatımıza.Testi pozitif çıkanlar avuç dolusu ilaç aldı, kalbi dayanamayanlar göçtü gitti.
Gelelim bu özetten sonra ekonomik yansımasına bu covid-19’un. Bakıyoruz da bazı partilerin kongreleri mesafe kurallarına uyulmadan yapılıyor, salon full dolu ve övgüler yağdırılıyor katılımcılara. Kısıtlı sayıda üyelerle yapıp örnek olmak yok.Uçaklarda diz dize üç kişi yan yana oturtuluyor, orada covid bulaşma riski yok.Tatil beldelerine, kayak merkezlerine coronavirüs’ün uğrama şansı yok. Turizm belgeli akaryakıt istasyonlarındaki lokantalar gırla gidiyor, masalar tıklım tıklım.
Ama benim küçük esnafım lokanta ve kahvehane işletenler, cafe ve halı sahalar nereden kaptı ise bu virüsü açmak yasak onlara. Beş yüz lira verilecek kira yardımı ile veya bazı Belediyelerin iki kere vereceği biner lira ile şakıtacaklar. Onbinlerce işyeri ve şirket kapatmak zorunda kaldı. Bir o kadar insan işsiz aşsız kaldı. Bu bilim kurulu acaba bazı kararları alırken hiç bunları düşünemiyor mu ? Yoksa kurul üyeleri sözünü mü geçiremiyor?
Ben hakikatten bazı kararların adaletli alınmadığına inanıyorum. Empati yapıp kendimi o esnafın yerine koyuyor bu çaresizliğe kader diyorum.