Dolar 36,2282
Euro 37,9735
Altın 3.382,85
BİST 9.865,29
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Tekirdağ 6°C
Yağmurlu
Tekirdağ
6°C
Yağmurlu
Pts 8°C
Sal 5°C
Çar 4°C
Per 3°C

EKONOMİ

Evet son zamanlarda adından çok bahsettiren bir konu üzerinde durmak istiyorum.
Adından yediden yetmişe hepimizin çokça bahsettiği bir konu. Tanıdık geldi mi sizlere de? Ekonomi.
Aslında ekonomiyi hiç bilmediğimiz kadar çok iyi bildiğimiz bir dönemden bahsediyorum .Günümüzden.
Şu günlerde hepimizin çok iyi birer ekonomist olduğu, hatta o kadar üzücüdür ki, ilköğretim çağındaki
çocuklarımızın bile arkadaşlarıyla aralarında tartıştığı tek konu ekonomi.

Evet, ekonomi konusu açılınca hepimizin konuşacak pek çok cümlesi olur .Yazarız, çizeriz, yorumlar yaparız. Evet nedir hepimizin hiç bilmediği kadar çok iyi bildiği şu ekonomi? Sadece bir kelimeden ibaret olmaması gerekir öyle değil mi?

Artan hayat pahalılığı ve düşük gelirler, vatandaşın cebini, canını yakan bitmek bilmeyen o zamlar.
Zam demişken şöyle kısaca bahsedeyim. Doğalgaza gelen zamlar, akaryakıta gelen zamlar, elektriğe gelen zamlar, saymakla bitiremeyeceğim bir listeden bahsediyorum.
Kısacası her şeye gelen ama emeğe bir türlü gelmeyen zamlar.
Saatlerce ucuz ekmek kuyruklarında ekmek almak için bekleyen vatandaş, doğalgaz faturası yüksek gelmesin diye kombiyi yakmayıp gündüzleri kıraathanelerde oturan vatandaşlar, elektrik faturası cep yakmasın diye televizyon ışığında oturan vatandaşlar. Saymakla biter mi? Bitmez elbetteki.
Unutmadan pazardan ezik, çürük meyve-sebze toplayan vatandaşı yazmadan olmazdı.
Yükselen döviz kurları, ve karşılığında kullanılan şu cümle; Ben dolar ile maaş almıyorum.
Yükselen faizler.Zamlar. Zamlar. Zamlar.
Düşen faiz sonrası yükselen döviz, Düşen döviz sonrası yükselen faiz. Bu liste böyle uzayıp gider.
Yazımın başında da söylediğim gibi. Hiç bilmediğimiz kadar çok iyi bildiğimiz ekonomi.Ne demişler .İzahı olamayan şeylerin mizahı olurmuş.
Ülke olarak tüketen değil üreten bir toplum olursak işte o zaman kazanırız.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.