BEYTULLAH VE BEYTÜL MAĞMUR
BEYTULLAH VE BEYTÜL MAĞMUR Söze rahman ve rahim olan Allah’ın adıyla başlarken ona sonsuz hamdü senalar Yüce Peygamberimize ve ehlibeytine de Salatü selam olsun Azamet güç ve kudret sahibi olan Allah kainatı kül ol emriyle kudret eliyle yaratmıştır Kur’an-ı Kerimin ifade ettiği gibi her şeyi sizden yaratılmıştır kainatın yaratılışı su ile ilgili olarak Kur’an-ı Kerim Araf Suresi 54 ayetinde yeryüzü ve gökler alemini 6 günde yarattık diye buyurduğu gibi bir günlük sürede devir olarak değerlendirilmiştir Allah katında bir gün bin yıla bedeldir (Hac 47)Cenabı hak arzı yaratırken ilk olarak Mekke-i Mükerreme’yi belde tüt tayyibe ( tertemiz belde) olarak yaratılmıştır Tefsirler yine kainatın Hazreti Adem’den 2 yıl önce yaratıldığını ifade ettiği gibi Kabe’nin de Hz Adem’le birlikte yaratıldığı belirtilmekte olup Hazreti Adem Aleyhisselam Rahman’ın emri üzerine Hindistan bölgesinden (Seren dip adalarından) Mekke’ye yönelmiştir Bugünkü Kabe’nin bulunduğu yere gelmiştir Nuh tufanında Kâbe-i Şerif’in bir kısmı yıkılmış olup temelleri sabit kalmıştır Tufan’ın da Kabe’de ki Hacer-ül Esved denilen siyah taş Kubays Dağına kaldırılmıştır Hacer’ül Esved taşı cennetten indirilmiş pırıl pırıl parlayan özel beyaz renkli inci gibi bir taştı ancak günahkar müşriklerin el sürmeleri sebebiyle diğer bir kaynakta bildirildiğine göre müşrikler görmesinler diye Allah tarafından etrafa saçtığı ışığı Allah tarafından söndürülüp karartılmıştır Ayrıca cennete ait bir şeyi gören de cennete ait olacağı belirtildiği için cennetten inen bu taş karartılmış ve günümüzde siyah taş namıyla Hacer-ül Esved olarak anılmıştır Nuh tufanından yıllar sonra Hazreti İbrahim oğlu İsmail’e Kabe’yi ortaya çıkarıp onarmakla yeniden inşa etmekle emrolunduğunu söyleyince birlikte Kabe’nin temellerini ararken bir bulut insan kafası şeklinde gölge halinde Kabe’nin boyutları adeta bildirildiği gibi hacuc ismiyle anılan rüzgarın esmesiyle Kabe’nin temelleri ortaya çıkar(D.Mensur 10-457) Eserler Kabe’nin temellerinin zevercet taşından olduğu ifade edildiği gibi 5 tane dağın taşlarından özel taşlar seçilir Hz İbrahim tarafından yerleştirilmiştir Temeller yükselince Hz İbrahim’in ayak izi iskele olarak kullandığı taşa çıkmıştır Bu taş makamı İbrahim olarak mevcuttur hadis de bu taşın cennetten olduğu belirtilir(A.İmran 97.ayetinde Makamı İbrahim olarak anılır) Kabe 8 köşeli küp şeklinde olduğu için Beytik Atik kendisine sığınılan ilk yapı anlamında kullanıldığı gibi mecazi anlam olarak Kâbe-i Şerife Beytullah Allah’ın evi denmektedir Elbette ki Allah mekandan münezzehtir Hazreti İbrahim Hacerül Esved’in yerine güzel bir taş getir diye Hazreti İsmail’e seslenirken Hazreti Cibril tarafından Kubays dağındaki Hacer-ül Esved tekrar getirilince Hz İsmail şaşırır bu özel taş nereden geldi deyip hayretler içinde kalır Hacer-ül Esved bugünkü yerine yerleştirilir Kabe bina olarak tamamlanıp inşa edilir Kabe-i Muazzama tarih içinde çeşitli su baskınlarına uğradığı gibi yangına da maruz kalmıştır Bu sebeple çeşitli dönemlerde restore edildiği gibi Yüce Peygamberimiz zamanında da Kabe onarılırken hakem olayı yaşanmıştır Onarımda Hacer-ül Esved yerine koyulacağı zaman o günkü 4 kavmin aralarında anlaşamamışlar ancak sokaktan ilk gelene bu görevi vermeye kararlaştırırlar sokaktan ilk gelenin peygamberimiz olduğunu görünce onu hakem olarak tayin ettiler Peygamberimiz de 4 kişiyle bir bezin üzerine Hacerül Esveti koymuş her kabileden bir kişi birer köşeden tutup yukarı kaldırılınca Peygamberimiz de kendi eliyle bugünkü yerine yerleştirmiştir Bu dönemde ekonomik yetersizlik yüzünden Hz İbrahim dönemine ait bugün Hicr diye anılan bir kısım temel yarım hilal şeklinde hariçte kalmıştır Peygamber Efendimiz de Kabe’yi Hazreti İbrahim’in temellerine oturtmak için yıkıp orijinal şekliyle yapmak istemiş ancak Ey Ayşe kavminin tekrar putculuğa dönmesinden korktuğum için bundan vazgeçtiğini ifade etmiştir(Müslim Minhac 3231) Mübarek belde olan Bekke(Mekke) şehri Kâbe-i Şerif’in bulunması ile Mekke’-i Mükerreme olarak anılırken Medine şehri de Peygamberimizin kabri şerifinin şeref vermesi nedeniyle de Medine’yi Münevvere nurlandırılmış şehir olarak ünlenmiştir Kabe ve yakın çevresi harem-i Şerif olarak da anılmaktadır O da kendisine sığınılan koruyan anlamı taşıdığı gibi o beldenin bitkileri ağaçları hep korunmuştur Sahabenin ifadesine göre bir müşrik koca kabe örtüsüne saklanıp ona sığınan hanımına el kaldırdığında adamın kolu felç olmuştur felç oluşu adamın Müslüman olmasından sonra da devam ettiği ifade edilmiştir Kâbe-i Şerif bütün İslam aleminin en kutsal mekanıdır kıblegahıdır Yemani kapısıyla Hacer-ül Esved arası mültezem olarak anılır Burası çok özel bir mekandır duaların makbuliyet kazandığı bir mekandır Yüce peygamberimiz Hac ibadetini yaparken buraya iltizam etmiş selamlamış el sürüp sıvazlamıştır yine bu mekanda Yüce Peygamberimizin ifadesi ile mültezemde özel bir melek burada hacıların yaptığı dualara amin demektedirler Bu sebeple Peygamberimiz buraya gelenleri namazda okuduğumuz Rabbena Atina duasının okunmasını istemiştir Bu sebeple Hacılar mültezeme el sürmek için büyük izdihamlar yaşamaktadır Hazreti Ömer Kabe’nin kutsiyesini bilmesine rağmen taşlara geri dönülüp tapılmasını putlaştırılmasın anlamında Ey Kabe biliyorum ki sen taşsın ama Resulullah efendimiz seni öptüğü için öpüyorum derken ilmin kapısı cennetle müjdelenenlerden olup peygamberimizin ehlibeytinden olan Hazreti Ali de Ya Ömer sadece o mu Rasulullah buyurdu ki Kabe’nin iki gözü ve ağzı vardır kıyamet günü huzuru ilahiye getirelip telbiye getirenler onu ziyaret edenler hakkında hacının lehine şehadet edecektir hadisini söyleyince Hazreti Ömer Ya Ali senin ilminin büyüklüğüne gerçekten şaşıyorum dediği gün doğrudur diyerek Hz Ali’ye iltifat etmiştir(M.Aliye 1154) Yüce Peygamberimiz de Kabe’de yapılan dualar makbuldür Hac ibadetini tamamlayan anasından yeni doğmuş gibi günahları affolur diye buyurmuştur (S.Buhari 1521)Kabe’nin haremi şerifinin bulunduğu yer sema aleminin 7. katına kadar muhteremdir saygındır bu sebeple Kabe’nin üzerinden güvercinler bile uçmaz Ayrıca Kabe’nin hizasında arşın altında aynı Kabe gibi her gün 70.000 Melek tarafından tavaf edillen Beytul Mağmur bulunmaktadır ki Tur suresinin 4. ayetinde Cenab-ı Hak Beyt’ül Mağmur üzerine yemin etmektedir Sahibut Taç olan iki cihanın sultanı Peygamberimiz Miraç olayında Beytül Mağmur’u görünce Cibril’e Bu nedir diye sorunca Hazreti Cibril bunun Beytül Mağmur olduğunu Kâbe-i Şerif’in hizasında bulunduğunu her gün 70.000 meleğin tavaf ettiğini beyan etmiştir (Beyhaki 3997 F.Bari 6-308)Kabe peygamberimizden sonra İbni Zübeyir tarafından onarılmıştır Ancak daha sonraları valilik döneminde hallacı zalim büyük zalim tarafından mancınıkla taşlandığı bu esnada Kabe’nin insan gibi inlediği Ah ettiği eserlerde ifade edilmektedir Yüce Peygamberimiz deccal döneminde bir habeşli tarafından Kabe’nin kıyamete yakın yıkılmaya çalışacağını görür gibiyim (S.Buhari 1595)diye ifade ederken Yüce Rabbimiz tarafından kıyamet öncesinde Kur’an-ı Kerim’in bütün hafızalardan silinip gökler alemine kaldırılması gibi Kâbe-i Şerif’in de kıyamet öncesinde semaya kaldırılacağı hadislerde ifade edilmiştir Kabe’ye saldıran ordunun yerin dibine geçirileceği belirtilmiştir(S.Buhari 2-542)Beytullah diye anılan mübarek Kâbe-i Şerif kıyamet öncesine kadar müminler tarafından ziyaret edileceği ifade edilmiştir Rabbim O mübarek Kâbe-i Şerife el sürmeyi bütün müminlere nasip etsin Amin