SAVAŞA HAYIR
SAVAŞA HAYIR
En zoru da ne biliyor musunuz? Yaşamadığınız bir acıyı yazmak,o acı üzerinden konuşmak.
Ateş düştüğü yeri yakıyor. Kimse yaşamadığı bir acıyı yüreğinin derinliklerinde hissedemez. Yüreği yanan bir annenin feryadını, çocuklarından ayrılan bir babanın yakarışını ve o masum çocukların gözlerindeki o derin acıları…
Acı diyorum… Acı da evrensel olmalı… Çocuklar ölüyorsa o savaşın bir kazananı yoktur.
Bizler sıcak evlerimizde bu üzücü olayı izlerken; orada bir ülke savaşın içerisinde yitip yok oluyor.
O çocuklar, çocuklarımız; analarından, babalarından, vatanlarından kopartılırken kendi çocuklarımızın, vatanımızın böyle bir olayın içinde düşünme ihtimalini bile düşünemezken gözlerimizin önünde savrulup giden o hayatların hesabını kimler verecek…
Bizler toplum olarak onların yaşadığı bu acılar üzerinden sadece üzüntülerimizi dile getirebiliyoruz.
Savaşı kısaca şöyle tabir ediyorum; Bir toplumun yok edilebilmesinde kullanılan en büyük silahtır.
Savaş güçlülerin açtığı, mazlumların yok edildiği bir katliamdır.
Merhametini ve insanlığını yitirmiş bu devrin insanı olmakta bize verilen en büyük insanlık suçudur.
Görebileceğimiz her felaketi gördük, Salgınlar, ekonomik krizler. Daha kötü ne olabilir ki derken 3.Dünya savaşının eşiğine gelmek üzereyiz.
Şu an gündemi tamamiyle değiştiren Rusya- Ukrayna savaşından bahsetmek istiyorum.
Neden Ukrayna böylesi acı bir olay ile baş başa bırakıldı. Dünya tarafından yalnız bırakılan bir devlet ve onurlu duruşuyla mücadele eden bir Devlet Başkanı.
Bu coğrafyada yıllarca savaşlar kıyımlar gördük. Dün Suriye bugün Ukrayna peki yarın sırada hangi ülke var…
Biraz tarihin derinliklerine inersek Montrö anlaşmasının önemini şimdi daha iyi anlayacağız; Montrö’nün imzalandığı tarih; 21 Temmuz 1936, Montrö’nün öneminin anlaşıldığı tarih ise 24 Şubat 2022.
100 yıl sonra bile ülkesini koruyan lider bir devlet adamı ;Saygıyla önünde eğildiğim kişi Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK…
Montrö sözleşmesi kısaca; Bu sözleşme Türkiye’ye boğazlar üzerinde tam kontrol hakkı verir ve barış zamanı sivil gemilerin özgürce geçişini garantiler. Buda günümüze döndüğümüz zaman Türkiye’yi kilit bir oyuncu haline getiriyor.
Tüm haksızlıklarda olduğu gibi savaşı da tüm dünya sessizce izliyor. Ancak biz biliyoruz ki her savaşın kaybedeni, mağduru yoksul emekçi halkıdır.
Sözlerimi Değerli Merhum yazarımız;Yaşar KEMAL’in dizeleri ile sonlandırmak istiyorum;
“Zulme sessiz kalan bir gün zulme uğrar,Haksızlığa karşı durmak insan onurudur”