AYGUN, TREN KAZASINI VE TEKİRDAĞSPOR’U MECLİSE TAŞIDI

Cumhuriyet Halk Partisi Tekirdağ Milletvekili Dr. İlhami Özcan Aygun Çorlu’daki tren kazasını ve Tekirdağspor’un uğradığı haksızlığı gündeme getirerek mecliste yaptığı konuşmada, “Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün
üzüntülüyüz, dertliyiz. 25 canımızı yitirdiğimiz
Çorlu Tren Kazası’nın 2.yılındayız. Devam eden ve
daha ne kadar süreceği bilinmeyen acıların 2.
Yılındayız. Tarafımdan verilen ve gündeme
alınmayan önergemin 2’sindeyiz. Daha kaç önerge
vereceğiz, cevabını bilemiyoruz.
Ama bildiğimiz tek bir gerçek var. Kazada
büyük acılar yaşayan ailelerle omuz omuza birlikte
mücadele etmeye devam edeceğiz. O yüzden size Pir
Sultan Abdal’ın sözleriyle sesleniyoruz:
Bir gün mahşer olur, divan kurulur
Suçlu suçsuz varsa orada bulunur
Piri olmayanlar anda bilinir
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan
Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri;
Çoklu baro yasa teklifi Adalet
Komisyonu’ndan geçti. Genel Kurul’dan geçmemesi
gerekiyor.
Çünkü adaletin son kalesi olan avukatlık
sistemi de saldırı altında. Yargıyı mahvettiniz,
kurumları çökerttiniz. HSYK’de yaşananlar ortada.
Yargı cemaatlerin iç kavgası ile kavruluyor. Şimdi
avukatlık sistemini de çökertmek istiyorsunuz. Bu
hak mücadelesini çok daha zorlu bir evreye
taşıyacak.

Avukatlar arasında kamplaşmalar olacak,
iktidara yakın baroya üye olan avukatlar, dava
kazanmak isteyen vatandaş için daha çok tercih
edilecek. Vatandaş, avukatın belki de uzmanlık
alanına değil, iktidara yakın baroya kayıtlı olup
olmadığına bakmak zorunda olacak. Avukatlar
kamplaşacak, ülkedeki kutuplaşma artacak.
Vatandaşın hak arama mücadelesi sekteye
uğrayacak. Zaten şu anda bile vatandaşın hakkını
savunmak için nasıl mücadele ettiğini, nasıl soğuk
terler döktüğünü Çorlu Tren Kazası davasından
çok iyi biliyoruz.
Çocuklarını, anne babasını yitiren aileler
mahkeme süreçlerinde, hak arama süreçlerinde
değersizleştirilmek isteniyor. “Bir daha çocuk
yaparsınız” deniyor. Mahkeme önünde polisin
“Süpürün” sözleri ile şiddet mağduru oluyor.
Sonra da polisleri darp ettikleri gerekçesiyle
mahkeme önüne çıkarılıyor. Aileler sanık haline
getiriliyor. Bu nasıl bir vicdansızlıktır! Bu nasıl
bir hukuktur, sorarım sizlere!
Çorlu Tren kazasının 5. Duruşmasında
gördüklerimiz gerçekten dudak uçuklatıyor.
Çünkü bilim bir kenara itilmiş, tavuk ve leğen
hesabı ile konunun üzeri örtülmek isteniyor!
Değerli Başkan, Sayın Milletvekilleri

Tanıklara yöneltilen sorulara bir bakın Allah
aşkına ! Ne kadar yağmur yağdı, leğen çok mu
doldu, az mı doldu? Yağmur sularının dolduğu
kümeste kaç tavuk telef oldu gibi ucube sorular.
Bu soruların nedeni, kazanın sorumluluğunu
yağmura atmak içindir. Yazıklar olsun!
Mahkemedeki bu akıl dışı diyaloglardan
utanıyoruz. Leğenli yağmur miktarı nasıl ölçülür
diye sormak isterim.
İlkokul öğrencilerine matematikte ölçüm
aletleri ikiye ayrılarak anlatılır. Standart ölçüm
araçları, standart olmayan ölçüm araçları diye
iki sınıflandırma yapılır. Mesela karışla ölçüm,
standart olmayan ölçüm aracıdır. Çünkü herkesin el
büyüklüğü farklıdır. Leğen için de aynı şey
geçerlidir. Leğenin büyüklüğüne göre çıkacak
sonuç değişir! Hangi leğenle yağmur suyunu
ölçeceğiz!
Hey gidi Türkiye hey,,,,Ey güzel ülkem, biz
bugünleri görecek miydik? İnanmazdık ama
maalesef yaşıyoruz. Atatürk’ün en büyük yol
gösterici ilimdir, irfandır dediği günlerden
tarikatların her yanı sardığı, bilimin rafa
kaldırıldığı, aklın yok sayıldığı günlere geldik.

Sayın Başkan, Değerli Vekiller,
Çorlu’da 8 Temmuz 2018 tarihinde devrilmesi
sonucu yaşanan bu büyük kazanın hemen ardından
dönemin Ulaştırma ve Altyapı Bakanı olarak görev

yapan Mehmet Cahit Turhan’ın yanıtlaması
istemiyle 13 Temmuz 2018 tarihinde TBMM
Başkanlığı’na soru önergesi verdim.
Önergemde de tarihe not düştüğüm üzere
Türkiye’nin 11 bin 394 km demiryolu ağı vardır.
Bu hesaba göre 1200 civarında yol bekçisine ihtiyaç
varken, Türkiye’de sadece 39 yol geçit kontrol
memuru görev yapmaktadır. Çorlu’dan geçen tren
hattında yeterli bakım ve onarım çalışmaları
yapılmamıştır.
O dönem Bakan olan Turhan ise 7 Eylül 2018
tarihli yanıtında; Çorlu’nun içinde bulunduğu hat
bölgesinin risk kapsamında olmadığını, demiryolu
ağının komple bakım ve yenilemesinin
tamamlandığını, artık yol bekçiliği sistemine ihtiyaç
kalmadığını, ultrasonik cihazlarla önlem
alınabildiğini öne sürdü.
Ancak TCDD’nin 25 Aralık 2019, 15 Ocak
2020 ve 8 Mayıs 2020 tarihli iç yazışmaları; Bakan
tarafından verilen bilgileri yalanladı. Meğer
Kazanın olduğu 1. Bölgede tamı tamına 67 yol
bekçisine gereksinim varmış!
Bu insanların hayatı, Saray’ın bakım
masraflarından daha mı önemsizdi?
Özetle TCDD’deki bu iç yazışmalar, demiryolu
ağında yaşanan kazaların ve ihmallerin itirafı
niteliğindedir.
Sayın Başkan ve Değerli Vekiller;

Vicdanınızı rafa kaldırmayın, yüreğinizin
sesini dinleyin! Gelin Cumhur İttifakı olarak bu
önergeye destek verin ve hep beraber Araştırma
Komisyonu kuralım ve kazanın ardındaki ihmalleri
tüm boyutlarıyla araştıralım. Gelin yeni kazaları
önleyelim.
Bu arada başka bir eleştiriyi daha yapmak
zorundayım. Çünkü Anadolu kulüpleri kan
ağlıyor.
Türkiye Futbol Federasyonu, Bölgesel Amatör
Liglerde yani BAL’da mevcut puanları tescil
ederek, kalan maçları oynatmadan şampiyonu
ilan etmiştir. Bu haksız, hakkaniyet ve eşitlikten
uzak karar, Anadolu kentlerindeki taraftarlarda
derin bir hayal kırıklığı ve tepki yaratmıştır.
Tekirdağsporumuz ve diğer kulüplerin haklarına el
konulmuştur.
Daha liglerin tamamlanmasına 4 maç varken, Tekirdağspor’un
lider takım ile arasında sadece 2 puan fark varken,
Federasyonun kararı yüreğimize ateş düşürmüştür.
Hakkaniyetin yerini bulması için play off oynatılması en
doğru karar olacaktır.
Federasyona buradan çağrı yapıyorum. Bu hukuksuz kararınızı
acilen geri çekerek, hakkaniyetli bir karar alın! Yoksa
Anadolu halkı sizi affetmeyecek, vicdanında mahkûm
edecektir! Anadolu futbolcusunun alınterini, kulüplerin
emeğini, taraftarın umudunu çöpe atmayın!
Sözlerime burada son verirken, Yüce Meclis’i saygı ile
selamlıyorum” dedi.