Dolar 36,1169
Euro 37,6398
Altın 3.372,86
BİST 9.779,57
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Tekirdağ 7°C
Parçalı Bulutlu
Tekirdağ
7°C
Parçalı Bulutlu
Per 11°C
Cum 13°C
Cts 8°C
Paz 6°C

TEKİRDAĞ TABİP ODASI:”SAĞLIK EMEKÇİLERİ KUTUPLAŞTIRILAMAZ”

TEKİRDAĞ TABİP ODASI:”SAĞLIK EMEKÇİLERİ KUTUPLAŞTIRILAMAZ”

“SAĞLIĞIN BÜTÜN KİMLİKLERİ OLARAK HAKLARIMIZ İÇİN BİRLİKTE MÜCADELEYE”
Tekirdağ Tabip Odası öncülüğünde, Tekirdağ Diş Hekimleri Odası, Trakya Bölge Veteriner Hekimler Odası, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Odası Tekirdağ Temsilciliği Tekirdağ Şehir hastanesi önünde yaptıkları müşterek bir basın açıklamasında,
“Bilindiği gibi bu yıl toplu sözleşme sürecine biz sağlık emekçileri de halkın tümünün iliklerine dek hissettiği kriz koşullarında girdik.
Gerçek enflasyon her geçen gün artıyor.
Anti demokratik uygulamalar her geçen gün artıyor
Ülkeye, geleceğe dair kaygılarımız her geçen gün artıyor
Ülkemiz bir şirket gibi yönetilirken, hastaneler kar amacı güden işletmelere dönüştürülüyor. Sağlık emekçileri, bu şirketin emeğinin karşılığını maddi ya da manevi olarak alamayan ve hatta pandemi canı pahasına çalışan ucuz iş güçleri olarak emek piyasasındaki tarihi konumuna indirgenmiş oluyor.
Pandeminin başından beri yönetemediniz, tükendik dedik. Bizler sağlık işkolunda farklı alanlarda çalışan sağlık emekçileri olarak, çalışırken ölmeyi, köle olmayı kabul etmiyoruz.
Pandeminin başından beri yönetemediniz, tükendik dedik. Ama anladık ki yönetilen şey Algı. Algı yönetimi. Ne demek mi istiyoruz?
Şimdi de sağlık çalışanlarının, yıllardır bir ekip anlayışı ile çalışan sağlık çalışanlarının- çalışma ortamlarında huzuru, çalışma barışı bozuluyor, sağlık emekçileri kutuplaştırılıyor. Açıklamalar, hekimin payından aldık, diğer sağlık çalışanlarına verdik, ya da hekimlere şu kadar zam yaptık şeklinde oluyor. Ancak ortada böyle bir para da yok, zam da yok; sadece böyle ifadeler ile algı yönetiminin sürdüğüne şahit oluyoruz. Evet bu günlerde hekimler ve hekim dışı sağlık çalışanı olarak bir ayrım yapıldığı bu ayrımın özlük hakkı, maaş gibi konulardan yürütüldüğü ve sağlık ekibinin ayrılmaz parçalarının arasını bozarak birlikte hareket etmelerini engellemeye yönelik özel bir gayret olduğunu fark ediyoruz. Bu da bir algı yönetimi. Lütfen bu tuzağa düşmeyelim. Birbirimize vurmayalım.
Özetle, aslında olmayan bir zam üzerinden hekim ve hekim dışı sağlık çalışanlarını birbirlerine karşı kışkırtmak istiyorlar.
Hastaneleri, insanların bantın bir tarafından hasta olarak girip, diğer tarafından müşteri olarak çıktığı birer ticarethane olarak gören bir zihniyetle, sağlık emekçilerini de kendi içlerinde bölerek “her koyun kendi bacağından asılır” atasözündeki koyunlara çevirip, sağlığın bir hak olduğunu unutarak, kârın maksimize edilmesini engelleyecek her türlü engeli saf dışı bırakmak, şirketlerini daha rahat yönetmek istiyorlar.
Böylece biz sağlık çalışanlarından, maaşlarımızdan kısarak, sömürülerini daha da arttırdıkları gerçeğini gizlemek ve bizi birbirimize kırdırmak istiyorlar. Çünkü biliyorlar ki sadece birlik olursak kırılan ancak bu çark olur. Kim çarkına çomak sokulsun ister.
Hastanelerde insan hayatından sorumlu olmanın bilinciyle doktorundan hizmetlisine birlikte cansiperhane çalışan bizleri; kamu, özel, bağkurlu diye böle böle; 4A, 4B, 4C, 4D diye, sözleşmeli, kadrolu, taşeron, diye böle böle yaptığımız işin insani boyutundan uzaklaşarak, 5 dakika bir mal üreten makinelere dönüşme yolunda ilerliyoruz. Bu gün burada sadece kendi haklarımız için değil, halkın sağlık hakkı için de bir aradayız elbette.
Sonuç; maddi manevi tatminsiz, tükenmiş sağlık çalışanları ve ‘hastaneye gittim doktor yüzüme bakmadan bile tahlile gönderdi” diye yakınan beş dakikalık otomata bağlanmış yurttaşlar.
Sağlık emekçilerinin omuzuna yüklenmiş, iflas etmiş bir sağlık yönetimi ile karşı karşıyayız.
Hala amaçlarına tam olarak ulaşamadılarsa bunu bu toprakların mucizesi saymak gerek. Bunu, vicdanıyla insan canının sorumluluğunu hissederek işini yapmaya çalışan sağlık emekçilerine borçluyuz.
Bugün burada daha fazla değilsek herkes biliyor ki bu duyarsızlıktan ya da koşulların memnuniyetinden değil KORKUDAN!!!
İşinden olma korkusu, idarece mimlenme korkusu, kadro verilmeme korkusu, angarya işlere verilme korkusundan.Bu korkunun ayıbı da bizim değil bizi bu korkuya sürükleyenlerindir.
Buradayız, bir aradayız, isteklerimiz var:
Burada rakamlara girmek ya da taleplerimizi yinelemek istemiyoruz. Çünkü defalarca söyledik.
Ama özetle diyebiliriz ki, Algıyı değil, sağlığı yönetin. Bizler çalışmak, yaşamak ve yaşatmak istiyoruz. Sağlıklı ve güvenli çalışma ortamlarında ekipçe huzurlu ve mutlu işimizi yapmak istiyoruz. İnsanca ve onurlu bir şekilde yaşamak için yeterli ücreti almak, sağlıklı ve güvenli bir gelecek ve emeklilik istiyoruz. Bu genel taleplerimiz, tüm emekçiler gibi sağlık emekçilerinin de hakkıdır.
Bizler buradayız:, doktor, hemşire, eczacı, hizmetli sağlık memuru, veteriner hekim, diş hekimi, sosyal hizmet, tekniker, ebe, biyolog…. Bu kimliklerinin ayrışmış kimlikler değil ekip anlayışı ile bir arada bulunduğunu biliyoruz. Bu ekibin içinde yer almayı, emek ve demokrasi mücadelesinde birleşmesini, emeğinin hakkını isteyen tüm emekçilerin mücadelesi ile birlik ve dayanışma içinde olmayı bir onur ve görev sayıyoruz” dedi.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.