Dolar 36,1169
Euro 37,6398
Altın 3.372,86
BİST 9.779,57
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Tekirdağ 6°C
Az Bulutlu
Tekirdağ
6°C
Az Bulutlu
Çar 7°C
Per 10°C
Cum 13°C
Cts 5°C

HÜDAPAR:”EKONOMİK KRİZİN SEBEPLERİ GÖRÜLMELİDİR”

HÜDAPAR:”EKONOMİK KRİZİN SEBEPLERİ GÖRÜLMELİDİR”

EKONOMİK KRİZİN SEBEPLERİ GÖRÜLMELİDİR

Hür Dava Partisi Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu yaptığı yazılı açıklamada,”Hükümetin Aralık ayında duyurduğu “Yeni Ekonomi Modeli” uygulamada istenen ve beklenen olumlu etkiyi oluşturamadı. Yükselen enflasyon, yükselmeye devam eden fiyatlar ve ağırlaşan hayat şartları toplumda büyük bir karamsarlık oluşturmuştur. Yüzde 11,1 olarak açıklanan ocak ayı tüketici enflasyonu yıllık bazda yüzde 49’lara dayanırken yine yıllık bazda yüzde 93’ü aşan üretici enflasyonu ile arasında açılan makas, yerli üretim söyleminin yüksek maliyetler altında kaybolduğunu ortaya koyuyor. Farklı kuruluşlarca açıklanan açlık ve yoksulluk sınırları ise Türkiye’de başta asgari ücretliler ve emekliler olmak üzere dar ve sabit gelirli kesimin ne denli zorluklarla karşı karşıya olduğunu gösteriyor. Ücretlere yapılan iyileştirme zamları enflasyon baskısı altında şimdiden eridi.

Tüm bu tartışmalar ve yaşanan krizler “Serbest Piyasa Ekonomisi” içerisinde gerçekleşiyor. Bilmek gerekir ki kriz üretmek kapitalizmin tabiatında vardır ve esasında kapitalist ekonomi sistemi krizlerin nedenidir. Bu sistemin tabii ve belki istenen sonucu olan ekonomik krizler büyük sermaye sahiplerince fırsata dönüştürülmekte, bir avuç azınlığın elinde toplanan servet, baskı, şantaj ve manipülasyon aracına dönüşmektedir. Zengin ile fakir arasındaki gelir dağılımının uçurum seviyesinde bulunduğu, üretilen her bir krizin zenginler açısından yeni fırsatlara kapı araladığı mevcut ekonomik sistemin dayandığı vahşi ilkeler tartışılmadan sadece belli aralıklarla nükseden sonuçları tartışmanın çare olmadığı artık görülmelidir. Servetin bir avuç zenginin arasında dolaşan bir iktidar vesilesi olduğu bu ekonomik sistemde dar gelirli vatandaşlar lehine bir çözümün çıkması mümkün değildir. Gerçekçi ve kalıcı bir çözüm için sorunun kaynağına inilmeli ve sistem değişikliğine gidilmelidir.

ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNU BEKLENTİLERİ KARŞILAMADI

Öğretmenlik Meslek Kanunu Meclis’ten geçti. Düzenleme öğretmenlerimiz için özlük hakları noktasında bazı kazanımlar sağlamakla beraber gelecek nesilleri yetiştiren öğretmenlerimizin yetkin hale getirilmesi anlamında yeterli değildir. Özlük hakları, kariyer basamakları, maaşların iyileştirilmesi, adaylık sınavının kaldırılması, sözleşmeli ile kadrolu öğretmen arasındaki farkın giderilmesi gibi sorunların çözülmesi noktasında önemli değişiklikler yapılmıştır. Ancak öğretmenlerin erdemli nesiller yetiştirme yeterliliğine kavuşturulması hususunda da ciddi düzenlemelere ihtiyaç vardır. Bu açıdan kanunda bir düzenlemenin olmaması bir eksikliktir. Öğretmenler arası kariyer farkının nasıl bir sonuç doğuracağı hususu da önemli bir soru işaretidir. Kariyer farkı, sadece alınan maaş ile mi sınırlı kalacaktır? Yoksa bir yetki farkı da olacak mıdır? Düzenlemenin kariyer farkı olan öğretmenleri, öğretmenler ile idarecileri ve idareciler ile velileri karşı karşıya getirebileceği, bu nedenle de istenmeyen farklı sorunlar doğuracağı endişesi vardır.

31 Ocak 2022 Pazartesi günü 15 bin sözleşmeli öğretmen ataması yapıldı. Ancak bu atama beklentileri karşılamaktan çok uzak kaldı. Öncelikle atanan öğretmenlerimizi tebrik ediyor, çocuklarımızı geleceğe hazırlama noktasındaki sorumluluklarını yerine getirmelerini temenni ediyoruz. Atanmayı bekleyen yüzbinlerce öğretmen adayımızın varlığı ve var olan büyük öğretmen açığı düşünüldüğünde çok daha fazla öğretmen atamasının yapılması gerektiği açıktır. Hükümeti beklentileri yerine getirmeye davet ediyoruz. Öte taraftan halen devam eden ve birçok soru işareti barındıran mülakat sisteminden bir an önce vazgeçilmelidir. Mülakat uygulaması adil hale getirilmeli ve hukuki bir zemine oturtulmalıdır” dedi.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.