Dolar 32,3325
Euro 35,1176
Altın 2.310,95
BİST 9.079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Tekirdağ 22°C
Parçalı Bulutlu
Tekirdağ
22°C
Parçalı Bulutlu
Cum 20°C
Cts 23°C
Paz 23°C
Pts 24°C

FERRUH TOPUZ:”ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNU VAATTE KALMASIN, HAYAT BULSUN”

FERRUH TOPUZ:”ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNU VAATTE KALMASIN, HAYAT BULSUN”

Öğretmenlik Meslek Kanunu vaatte kalmasın, hayat bulsun

24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla eğitim çalışanlarının sorunlarına dikkat çekmek ve
öğretmenlerin meslek kanunu talebini dile getirmek amacıyla Memur-Sen ve Eğitim Bir Sen Tekirdağ Şube Başkanı Ferruh Topuz yaptığı basın açıklamasında “İnsanın, özünü keşfetmeye, kişiliğini inşa etmeye yönelik en büyük eylemi eğitimdir. Eğitimi, eğitim-eğitilen çerçevesinde, insanların birbirleriyle ilişkisinden, iletişiminden ve
etkileşiminden beslenen akli süreçlerin hâkim olduğu ve ahlaki sonuçların hedeflendiği faaliyetler bütünü olarak kabul ediyoruz. Eğitimi, tam da bu yüzden hem bilim hem de hizmet
noktasında vazgeçilemez, ertelenemez, yok sayılamaz, devre dışı bırakılamaz, alternatifi oluşturulamaz konumda görüyoruz.
Eğitimde geriye düşenin ahlakta, adalette, merhamette, bilimde öne çıkması, teknolojide önde olması, ekonomik ve diplomatik düzlemde fark oluşturması mümkün olmaz. Öğretmenlik,
insanlığın en kadim ve önemli mesleklerinden biridir. Öğretmen, çocuklarımızın şuur sermayesini artırma, bilgi haznesini büyütme, idrak zeminini güçlendirme, hikmeti keşfetme, hakikate ulaşma konusunda beşerin insanlaşması ve bireyin uzmanlaşması yolculuğunda hem
rehber hem de rol modeldir. Bu vasıf, öğretmenlik mesleğinin tarih boyunca önemli ve değerli
kabul edilmesinin de başlıca sebebidir.
Eğitimde örnek gösterilen ülkelerde olduğu gibi, öğretmenliğin kamu sistemi içerisinde tanımlanmış eğitim-öğretim hizmetleri sınıfından müstakil bir meslek kanununa
kavuşturulması hususu artık daha fazla ötelenmemelidir. Mesleğin hak ettiği şekilde
tanımlanması, sosyal zeminde öğretmenlerin itibarının, haklarının korunması ve artırılması,
yönetmeliklerle, genelgelerle oluşan görev, yetki, ehliyet, liyakat noktasındaki dağınıklığın
giderilmesi için meslek kanununun ivedilikle yürürlüğe konulması gerekmektedir” dedi.
Topuz, “Ülkemizde resmî ve özel eğitim kurumlarında fiilen görev yapan 1 milyon 200 bin öğretmen
var iken, öğretmenin yetiştirilmesinden emekliliğine kadar öğretmenlik mesleğini bütün olarak ele alan bir Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun olmaması; hukuki açıdan boşluk, mesleki
açıdan ise yoksunluktur.
Kanun, hedefler ve gerçekler bağlamında uluslararası standartlara uygun bir kariyer mesleği niteliğini taşımalı; öğretmenin etkinliğini artıracak, itibarını yükseltecek hükümler içermelidir. Meslek kanununun yapılması için gereken talep de yazılması için gereken birikim de var. Bundan sonra bir tek şeye ihtiyaç var. O da kanunun çıkarılmasını hızlandıracak irade. Bizler Türkiye’nin bütün illerinden hep birlikte o iradeyi harekete geçirmek için sesleniyoruz:
Meslek kanunumuzu istiyoruz, daha fazla beklemek istemiyoruz.
Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun çıkarılması hedefine, 11. Kalkınma Planı’nda da Millî
Eğitim Bakanlığı’nın 2023 Eğitim Vizyonu’nda da yer verilmesi, hem talebemizi doğruluyor hem de tepkimizi haklı kılıyor.
Meslek kanununun çıkarılması noktasında niyet ve kararlılığın kamuoyuna deklare edilmesinin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen, bugüne kadar kamuoyuna net, açık ve kesin
bir içerik paylaşımı yapılmış değildir. Millî Eğitim Bakanlığı’nca yürütülen çalışma, hazırlanan taslak, öngörülmüş bir tasarım mutlaka başta yetkili sendika olmak üzere,
paydaşlarla iş birliği içinde ele alınarak olgunlaştırılmalıdır.
Ferruh Topuz,”Bu noktada, öğretmenlik mesleğine, öğretmenlere, eğitime ve öğrencilerimize dair
hassasiyetlerimizi, önceliklerimizi, talep ve beklentilerimizi şekillendiren, meslek kanununa
dair çerçeve beklentimizi ifade eden hususlara da dikkat çekmek istiyoruz.OECD’nin yayınladığı ‘Dünya Standartlarında 21. Yüzyıl Okul Sistemi Nasıl İnşa Edilmeli?’
başlıklı raporda yer alan, ‘Eğitimin bir ülkenin gerçekten önceliği olup olmadığı bazı sorular
sorularak anlaşılabilir: Öğretmenlik mesleğinin toplumsal statüsü nedir? Öğretmenlere ödenen
ücretler benzer eğitim geçmişine sahip bireylere ödenen ücretlere kıyasla nasıldır?
Çocuğunuzun öğretmen olmasını ister misiniz? Medyada okullar ve eğitim üzerine haberler
ne kadar yer buluyor?’ şeklindeki soruları yetkililerin dikkatine sunuyoruz. Bu soruların her
birini, politika belirleyici, politika tasarlayıcı ve uygulayıcı konumda olanların cevaplaması
gerekiyor.
Kesin olan bir şey var ki, PISA’da yüksek performans gösteren eğitim sistemlerinin çoğunda,
öğretmenlere daha yüksek maaş verilmesi, eğitim geçmişinin daha fazla önemsenmesi,
öğretmen niteliğinin artırılması ve öğretimin iyileştirilmesi odaklı eğitim harcamalarının
payının daha fazla olması eğilimi bulunmaktadır.
Eğitim çalışanlarının en güçlü sesi, genel yetkili sendikası olarak, gerek akademik yayınlar
gerek raporlar gerekse alan ve teşkilat taramalarıyla Öğretmenlik Meslek Kanunu noktasında
gündemin oluşmasını sağladık. Birçok konuda olduğu gibi bu konuda da gündemi belirledik.
Nelere ihtiyaç duyulduğu, meslek kanununun hangi nitelikte olması gerektiği hususlarını 2018
yılında hazırladığımız “Öğretmenlik Meslek Kanunu İhtiyaç ve Öneriler” başlıklı raporla
kamuoyuna açıkladık. ‘Öğretmenlik Meslek Kanunu, öğretmene destek kanunu olmalı’ üst
başlığıyla kamuoyunun dikkatini çekmeyi, içeriğe ve olması gerekenlere ilişkin farkındalık
oluşturmayı hedefledik. Yaptığımız çalışmaların, araştırmaların, yayınlarımızın ve
hazırladığımız raporların ürettiği birikimi esas alarak ‘nasıl bir meslek kanunu olmalı, meslek
kanununda neler olmalı’ sorularına verilecek cevaplarımızı netleştirdik. Tespitlerimizi ve
tekliflerimizi burada bir bütün olarak ifade edecek değiliz, başat konu başlıklarına yönelik teklif ve talepleri ifade etmekle yetineceğiz. Öncelikle resmî veya özel öğretim kurumu ayrımı yapmaksızın bütün öğretmenleri kapsayacak, öğretmenlik mesleğinin bütün boyutlarını ele alacak bir yasal düzenlemeye
duyulan ihtiyaç konusunda geniş bir toplumsal mutabakatın varlığı herkesçe kabul
edilmelidir.
Bu mutabakatın faydalı bir sonuç doğurması, meslek kanununun ‘öğretmenlerin statüsünü,
toplumsal itibarını yükseltebilecek, haklarda kazanç sağlayacak, çalışma şartlarını
iyileştirecek, şiddeti de önleyecek’ türden bir içerikle uygulamaya konulmasıyla mümkündür.
Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun eğitimin niteliğinin artmasına doğrudan ya da dolaylı olarak
katkı sağlayacak pek çok düzenlemeye yasal dayanak oluşturma potansiyeli bulunmaktadır.
Biz, meslek kanununda, öğretmenlerin özlük haklarının uluslararası standartlar çerçevesinde
tanımlanmasını ve geliştirilmesini istiyoruz.
Sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik gibi haksız ve çözüm yerine sorun üreten uygulamaları
ortadan kaldırmayan bir düzenlemenin meslek kanunu niteliği kazanamayacağına inanıyoruz.
Resmî eğitim kurumlarındaki bütün öğretmenlerin kadrolu istihdamını emredici şekilde düzenlemeyen bir kanunun, öğretmene itibarını korumada yetersiz olacağını hatırlatıyoruz. Öğretmenlerin mesleki ilerlemelerini sağlayacak şekilde kariyer basamaklarının yeniden
hayata geçirilmesinin meslek kanunu iddiasının ispatı için şart olduğunu düşünüyoruz.
İstihdamda güçlük çekilen bölgeler başta olmak üzere, zorunlu hizmet gibi dayatmalara son
verecek, öğretmeni motive ve teşvik etmeye, imkânlar, fırsatlar ve artırımlı haklarla
ödüllendirmeye dair hükümlerin mesleği özendirmeye, mesleği yürütenleri güçlendirmeye ilişkin ön şart olduğunu biliyoruz.
Öğretmenlerin atamadan yer değiştirmeye, yetişmeden gelişmeye, eğitim imkânlarından kariyer fırsatlarına, ehliyetten liyakate her konuda belirsizlikten, ayrımcılık ya da ayrıcalık
kusurlarından kurtarmaya dönük hükümler meslek kanununun olmazsa olmazıdır. Eğitim ve öğretim süreçlerindeki vazgeçilmez unsurlardan biri olan eğitim kurumu yöneticiliği ve eğitim liderliği konusu bir sorun olarak değil, bir konum olarak meslek kanunu kapsamında düzenlenmeli, yöneticilik ve liderlik süreçlerine katılım, bu pozisyonlardaki mali,
sosyal ve özlük hakları da mutlaka kanuni bir dayanak ve güvenceyle tanımlanmalıdır.
Öğretmenin itibarının, statüsünün, hak ve imkânlarının, fırsat ve yetkilerinin artırılmasına
dayanak yapılması gereken Öğretmenlik Meslek Kanunu, öğretmenlerin ve eğitim kurumu
yöneticilerinin mali haklarında, hak, yetki, sorumluluk ve toplumsal beklenti ekseninde
gerçekleştirilmesi kaçınılmaz görünen artış gerekliliği, kamu maliyesi dengesi, bütçe
olanakları vb. bahanelerin arkasına sığınılmadan çıkarılmalıdır. Aksi hâlde, eğitimde istenilen
başarının sağlanamayacağı, meslek kanunundan beklentinin karşılanamayacağı bilinmelidir.
Salgın süreci, okulun da öğretmenin de değerini; yokluğunun, eksikliğinin telafi edilemez
niteliğini, toplumsal yapının ana direklerinden biri olduğu gerçeğini bir kez daha ortaya
koymuştur. Salgın sebebiyle eğitim-öğretim faaliyetlerinde bilinen ve alışılagelen usullerin zorunlu olarak terk edilmesi, öğretmenlerimizin fedakârlıkları, azimleri, çabaları olmasa, bu zorlu sürecin, öğrenme kayıpları başta olmak üzere, giderilmesi mümkün olmayan zararlara
sebebiyet vereceğini bugün çok net görebiliyoruz.
Eğitim çalışanlarımız, yılda bir gün övgü cümleleriyle geçiştirilen anma günlerini beklemiyor.
24 Kasım’da öğretmenlerimize verilebilecek en büyük müjde, haklarını koruyup geliştirecek,
çalışma şartlarını iyileştirecek, uğradıkları şiddeti önleyecek, sorunlarına çözüm üretecek ve
mesleklerinin itibarını hak ettiği yere taşıyacak bir içerikle Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun TBMM gündemine getirilmesidir.
Zaman, vaatleri gerçeğe dönüştürme, hedefleri sonuca ulaştırma zamanıdır.
Eğitim-Bir-Sen olarak, bu hususlar temelinde çıkarılacak Öğretmenlik Meslek Kanunu’na
katkı ve destek sunacağımızı bir kez daha ifade ediyor; siyasi iradeyi, TBMM’yi ve Bakanlığı
bu konuda adım atmaya çağırıyoruz” şeklinde konuştu.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.