BÜTÜN ÇİFTÇİLERİMİZİN DÜNYA ÇİFTÇİLER GÜNÜNÜ KUTLUYORUM.

Biliyorsunuz Uluslar arası Tarım Üreticileri Federasyonu’nun kuruluş günü olan 14 Mayıs yalnız bizde değil, kuruluşa üye bütün ülkelerde “Dünya Çiftçiler Günü” olarak kutlanmaktadır. Ben de şahsım ve yönetim kurulum adına bütün çiftçilerimizin Dünya Çiftçiler Gününü kutluyorum.
Bu yıl tüm dünyada farklı bir yıl yaşanmaktadır. Tüm dünyayı etkisi altına alan ve insan sağlığını tehdit eden Koronavirüs (Covid-19) salgını ile bir kez daha insanların yaşamlarını sürdürebilmeleri için gerekli olan gıda gereksinimini karşılayan tarımın ne kadar stratejik ve hayati bir sektör olduğu anlaşılmıştır. Covid-19’a karşı yapılan mücadelede, sağlık alanındaki müdahalelerin yanında, ülkelerin tarım alanında yapacakları planlamaların gelecek senaryolarının çizilmesinde belirleyici olması gerektiğini acı bir şekilde deneyimledik. Buna bağlı olarak, bütün dünya ülkelerinde sağlıkla ilgili çalışmalara paralel olarak gıda üretimi için de önemli adımlar atılmaktadır. Nitekim 31 Mart’ta Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Dünya Ticaret Örgütü (WTO) tarafından yapılan açıklamada pandemiye karşı aldıkları önlemler ile tarım, tarımsal gıda ticareti, gıda güvenliği, beslenme ve sağlık gibi faktörlerin olumsuz yönde etkilememesi amaçlanmaktadır.
Pandemi sürecinde gelişmiş birçok ülkede dahi market raflarının boş kaldığı görülmüştür. Ülkemizde gıda sorunu yaşanmamasının, ülkemizin tarım ve gıda potansiyelinin yüksek olduğunu göstermektedir. Ülkemizin bu başarısının altında çiftçilerimizin önemli katkıları bulunmaktadır. Hepimiz, risk alarak evinden çıkan ve üretmeye devam eden çiftçilerimize teşekkür borçluyuz.
Koronavirüsle mücadelenin kahramanlarından biri de Türk çiftçisidir. Bir alkışı da emektar çiftçimizin hak ettiğini düşünüyorum.
Çiftçilik mesleğinin önemi bakın gün geçtikçe artıyor. Çünkü insan elektriksiz, telefonsuz uyuyabilir belki ama aç uyuyamaz. Evet, bundan sonra tarım, köylü, çiftçi, tarımsal üretim daha da önemli olacak”
Yaşadığımız tecrübeler gösteriyor ki, tarım potansiyelimizin tamamını kullanmak, arz açığımız olan ürünlerimizin üretimini doğru planlamak zorundayız.
Koronavirüsle mücadelenin ne kadar süreceği ve nasıl önlemler alınacağı konusundaki belirsizlikler, çiftçilerimizin önünü görmesine engel olmaktadır. Salgın nedeniyle vatandaşlarımızın evlerinde kalması, turistik tesisler, lokanta, restoran gibi yerlerin kapalı olmasının doğuracağı muhtemel talep daralması üreticilerimizi kaygılandırmakta, tedirginliğe yol açmaktadır.
Çiftçilerimiz tüm kaygılara rağmen üretime devam ederken, ürününü hasat edemeyeceği ve satamayacağı gibi endişeler yaşamaktadır. Bu endişelerin giderilmesi için, gıda zincirinin ilk halkası olan tarladaki üretimin güvence altına alınması gerekmektedir.
Tarımsal üretim için çiftçilerimizin kullanması gereken girdilerde (fide, fidan, tohum, kimyasal gübre ve ilaç, sulama, elektrik, yem, mazot vs.) yaşanacak maliyet artışları tarımsal üretimi tehdit edecektir. Bu kriz günlerinde söz konusu bu tehditlerin önlenebilmesi için gerekli tedbirlerin alınması şarttır.
Bu vesile ile tarıma olan bakış açımızda kendimize yetecek bir şekilde tarımsal üretim planlaması ile yerli üretimin artırılmasına yönelik politika değişikliğine gitmemiz gerekliliği önem arz etmektedir.
Son olarak kriz günlerinde insanlar her türlü ihtiyacından vazgeçebilir, ama gıdadan vazgeçemez. Duruma bu açıdan bakarak sağlıktan sonra tarım ve gıdanın ne kadar önemli olduğunu anlamamız, anlatmamız ve bu bilinçle tarım politikalarını geliştirmemiz gerekiyor.
14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günümüzü tekrardan kutluyor, gece gündüz üretimini sürdüren bütün çiftçilerimize minnetlerimi sunuyorum.

İmdat SAYGI
Süleymanpaşa Ziraat Odası Başkanı